piskopos |
~ Yun episkópos επισκόπος başrahip, bir kilise çevresinden sorumlu din adamı ~ EYun episkópos επισκόπος 1. gözeten, nezaret eden, 2. a.a. < EYun episkopéō επισκοπέω başında durarak gözetmek, nezaret etmek < EYun epi+ skopéō σκοπέω bakmak |
|
pist |
~ Fr piste patika, toprak yol, koşu yolu ~ İt pista [dev.] tozlu yol, hayvan patikası < İt pistare [den.] havanda dövmek, toz haline getirmek [mod. pestare] << Lat pinsare, pist- |
|
piston |
~ Fr piston a.a. ~ İt pestone [büy.] büyük havan < İt pesto havan +on |
|
pisuvar |
~ Fr pissoir işeme yeri < Fr pisser işemek +(t)orium |
|
piş|mek |
<< ETü bış- karıştırmak (geçişli fiil), pişmek (geçişsiz fiil) |
|
pişekâr |
"usta" [ Cafer Efendi, Risale-i Mi'mâriyye, 1614] ~ Fa pīşe-kār پيشكار usta sanatkâr < OFa pēşag ustalık, sanat ≈ Ave piştra- a.a. → kâr 28.11.2014 |
|
pişi |
<< ETü bışıġ pişmiş < ETü bış- +I(g) |
|
pişman |
~ Fa paşmān پشمان pişman << OFa paşēmān «karşı-düşünen», a.a. << Ave prati-māna a.a. § Ave pratiş karşı, zıt + Ave manah düşünce, akıl |
|
pişmaniye |
~ Fa paşmīne پشمينه yünlü şey, yün kumaş, yapağı < Fa paşm پشم yün |
|
pişti |
<? TTü piş- |
|
piştov |
~ Mac pisztoly tabanca ~ Çek pist'ala «yumrukçuk», a.a. < Çek pěst yumruk |
|