pıt |
: onom hafif darbe sesi |
|
pıtırcık |
< onom pıtır +çUk |
|
pıtrak |
<< ETü buturġak bir tür dikenli bitki <? onom pıtır/bıtır +(g)Ak |
|
pi |
~ YLat pi matematikte bir sayı ☼ (İlk kullanım: 1748 Leonhart Euler, İsviç. matematikçi (1707-83).) ~ EYun pi πι Yunan alfabesinde π harfi ~ Fen pē ağız, Fenike alfabesinin onyedinci harfi |
|
piar |
~ İng p.r. [abb.] < İng public relations halkla ilişkiler |
|
piç |
[ Codex Cumanicus, 1303] ~ Fa pīç پيچ 1. büklüm, kıvrım, saç buklesi, 2. zorluk, komplikasyon, arap saçı, [? 3. veledi zina] < OFa pēçīdan bükmek, kıvırmak Not: Belki pīç oldu = "işler karıştı" benzeri bir deyimden. • Farsça sözlüklerde sözcüğün "veledi zina" anlamına rastlanmaz; ancak Codex Cumanicus, 14. yy başında Kuman Türkleri arasında kullanılan Farsçada bu deyime yer verir. Benzer sözcükler: piç kurusu 23.09.2017 |
|
pide |
~ Yun píta πίτα yassı hamur ekmeği ~ Aram pītā פִּיתָּא ekmek parçası, lokma ≈ İbr pat פת a.a. < İbr pātat פתת kırma, (özellikle ekmeği) bölme, ufalama, lokma haline getirme |
|
piercing |
~ İng body piercing vücudun çeşitli yerlerini delerek takı takma işlemi < İng pierce delmek +ing ~ Fr percer a.a. << OLat pertusiare [den.] a.a. < Lat pertundere, pertus- a.a. < Lat per+1 tundere, tus- a.a. |
|
pigme |
~ Fr pygmée 1. Afrika'da yaşayan kısa boylu bir ırk, 2. genelde kısa boylu, cüce ~ EYun pygmaîos πυγμαῖος «1 pygmē boyunda olan», cüce < EYun pygmḗ πυγμή 1. yumruk, 2. yumruktan dirseğe kadar olan uzunluk, arşın << HAvr *pewǵ- yumruk veya değnekle vurmak |
|
pigment |
~ Alm/İng pigment boyar madde ~ Lat pigmentum a.a. < Lat pingere, pict- boyamak +ment° < HAvr *pei̯ḱ- çizmek, resimlemek |
|
pijama |
~ Fr pyjama Hindistan'a özgü hafif, bol pantolon ~ İng pyjama a.a. ~ Hind ~ Fa pāycāme پاى جامه ayak giysisi, gevşek pantolon, şalvar § Fa pāy پاى ayak + Fa cāme جامه giysi |
|