peripatetik |
~ Fr peripatetique 1. dolanan, seyyar, 2. Aristoteles'in felsefi ekolüne mensup ~ EYun peripatetikós περιπατετικός a.a. < EYun peri+ patéō πατέω yürümek |
|
peripeti |
~ Fr peripétie öngörülemeyen olay, kaza (özellikle tiyatroda) ~ EYun peripéteia περιπέτια ani ve tam dönüş, tersine dönüş |
|
periskop |
~ Fr périscope denizaltından çevre gözetleme aracı ☼ (İlk kullanım: 1854 E. H. Marié-Davy, Fr. mühendis.) < EYun peri+ skópos σκόπος seyreden |
|
perişan |
~ Fa parēşān پريشان dağınık, dağıtmış < Fa parēşīdan, parēş- پريشيدن, پريش dağıtmak, saçmak +ā(n) |
|
periton |
~ Fr péritone karın zarı ~ EYun peritónaios περιτόναιος bir şeyin etrafına gerili olan (perde) < EYun peri+ teínō τείνω, τον- germek |
|
periyodontal | ||
periyot |
~ Fr période dönem, devre ~ EYun períodos περίοδος bir şeyin etrafını dönme, döngü, dönüm, (mec.) zaman döngüsü, dönem < EYun peri+ ʰodós ὁδός yol |
|
perküsyon |
~ Fr pércussion vurma, darbe ~ Lat percussio a.a. < Lat percutere vurmak, çarpmak +(t)ion < Lat per+1 quatere, quass- darbe vurmak, çarpmak, kırmak |
|
perlon |
~ marka Perlon bir tür sentetik elyaf, polikaprolaktam polimerinin ticari adı ☼ (İlk kullanım: 1941 IG Farben, Alman kimya firması.) < Alm Perle inci ~ Lat pernula [küç.] a.a. < Lat perna sedef, istiridye kabuğu +ul° |
|
perma |
~ İng perma [abb.] < İng permanent kalıcı < Lat permanēre sonuna kadar kalmak, kalıcı olmak +ent° < Lat per+1 manēre kalmak, ikamet etmek |
|
permatik |
~ marka Permatik plastik saplı atılabilir traş bıçağı markası ☼ (İlk kullanım: 1977, Perma-Sharp A.Ş.) § İng permanent kalıcı + İng automatic otomatik |
|