+perest |
~ Fa parast پرست tapan, hizmet eden < Fa parastīdan پرستيدن tapmak, hizmet etmek << OFa paristīdan bir kişinin veya şeyin önünde veya başında durmak, hazır durmak, hizmet etmek ≈ Ave pairi-stā- karşı durmak, arz etmek < Ave per+2 *stā- durmak |
|
perestiş |
~ Fa parastiş پرستش hizmet etme, ibadet etme << OFa parastişn a.a. |
|
perfeksiyon |
~ Fr perfection mükemmellik, tekemmül ~ Lat perfectio a.a. < Lat per+1 perficere bir şeyi sonuna kadar yapmak +(t)ion < Lat per+1 facere, fact- yapmak, etmek |
|
perforasyon |
~ Fr perforation delik, delme < Lat perforare delmek, delik açmak +(t)ion < Lat per+1 forare a.a. << HAvr *bʰorH-eh₂-i̯é- (*bʰor-ē-i̯é-) < HAvr *bʰerH- (*bʰer-) a.a. |
|
performans |
~ Fr/İng performance icraat < İng perform icra etmek, gereğini yerine getirmek +entia ~ EFr parformer «usulüne göre yapmak», a.a. < Lat per+1 forma |
|
pergel |
[ Codex Cumanicus, 1303] ~ Fa pargār پرگار daire çizme aygıtı ≈ Ave per+2 pairi-kāra- çevre-eden Not: r--r > r--l dissimilasyonu tüm dillerde tipiktir. 05.10.2017 |
|
pergola |
~ İt pergola çardak, özellikle üstü sarmaşıkla kaplı koridor şeklinde geçit << Lat pergula [küç.] çatı saçağı, balkon, sundurma < Lat pergere ileri çıkmak, devam etmek +ul° |
|
perhiz |
~ Fa parhīz پرهيز yemekten ve diğer zevklerden sakınma < Fa parhīχtan, parhīz- پرهيختن, پرهيز perhiz etmek << OFa parχişt-, parχēz (birinin) yanında veya etrafında durmak, kulluk etmek, tapmak (Kaynak: D-M sf. 281) |
|
peri |
~ Fa parī/parrī پرى/پرّى bir efsane varlığı, cin << OFa parīk a.a. ~ Ave pairikā- «yanında duran», Zerdüşt inancında iyi ruh, peri < Ave pairi yan, etraf |
|
peridot |
~ İng peridot / Fr péridot bir tür yarı değerli taş, krizolit < ? |
|
periferi |
~ Fr périphérie / İng periphery çevre, etraf, dış kenar ~ EYun periphéreia περιφέρεια çevresini-dolanan < EYun peri+ phérō φέρω taşımak +ia |
|