per+ |
Hintavrupa Anadilinde yazılı örneği bulunmayan *per-¹ "1. ön, öte, 2. ödemek, satmak, 3. öne atılmak, tehlikeye girmek" biçiminden evrilmiştir. |
|
perakende |
Farsça parāgande پراگنده Desmond Durkin-Meisterernst, Dictionary of Manichaean Middle Persian and Parthi sf. 268) Bu sözcük Orta Farsça yazılı örneği bulunmayan *gandan "saçmak" fiilinden per+2 önekiyle türetilmiştir. "dağınık, saçılmış, parça parça" sözcüğünden alıntıdır. Farsça sözcük Orta Farsça pargandan "(etrafa) dağıtmak, saçmak" fiilinden türetilmiştir. (Kaynak: |
|
perçem |
Farsça parçam پرچم "başın büyük bölümünü kazıtarak salınan at kuyruğu şeklindeki saç [esk.], mızrağın ucuna takılan at kuyruğu, tuğ, sancak" sözcüğünden alıntıdır. Farsça sözcük Farsça par "kanat" ve Farsça çamīdan چميدن "salmak" sözcüklerinin bileşiğidir. |
|
perçin |
Farsça parçīn پرچين "1. kıvrık, çengel, 2. çakıldıktan sonra ucu kıvrılmış çivi" sözcüğünden alıntıdır. Farsça sözcük Farsça parçīdan sözcüğünden türetilmiştir. Bu sözcük Farsça çīdan, çīn- چيدن, چين "kıvırmak, burmak" fiilinden türetilmiştir. |
|
perdah |
Farsça pardāχt پرداخت "bitim, cila, finiş" sözcüğünden alıntıdır. Farsça sözcük Farsça pardaχtan, pardāz- پردختن, پرداز "sona erdirmek, bitirmek, oldurmak, düzmek, (bir şeyi bir şeye) koşmak, süslemek, hayata geçirmek, vs." fiilinden türetilmiştir. Bu sözcük Avesta (Zend) dilinde para-tak- "ileri-koşmak" sözcüğü ile eş kökenlidir. Avestaca sözcük Avesta (Zend) dilinde tak-, taç- "koşmak, koşturmak" fiilinden per+2 önekiyle türetilmiştir. |
|
perde |
Tarihçe (tespit edilen en eski Türkçe kaynak ve diğer örnekler) "örtü" [ anon., Mukaddimetü'l-Edeb terc., y. 1300]perdede turğan karabaş [örtülü duran cariye] [ Aşık Paşa, Garib-name, 1330]zīrā dünyā perdedür χalḳ yolına "... musikide nota" [ Aşık Paşa, Garib-name, 1330]cümle sazuŋ perdesin barmak bilür [ Lugat-i Halimi, 1477]gözüŋ perdesi [katarakt] (...) dimaġuŋ perdesi [beyin zarı] şişer, şamur şumur söyler [ Meninski, Thesaurus, 1680]çatma perde (...) çalıdan perde (...) ateş perdesi (...) perdelemek Köken Farsça parde پرده "1. örtü, kapı veya çadır örtüsü, yüz örtüsü, 2. müzikte perde" sözcüğünden alıntıdır. Farsça sözcük Orta Farsça aynı anlama gelen pardag sözcüğünden evrilmiştir.Daha fazla bilgi için per+ maddesine bakınız. Benzer sözcükler demirperde, perdelemek, perdelenmek 14.11.2019 |
|
pereme |
Yeni Yunanca pérama πέραμα "geçit, nehir veya liman geçişinde kullanılan sal" sözcüğünden alıntıdır. Yunanca sözcük Eski Yunanca peraióō περαιόω "karşıya geçirmek, iletmek" fiilinden +ma(t) ekiyle türetilmiştir. Bu sözcük Hintavrupa Anadilinde aynı anlama gelen yazılı örneği bulunmayan *per-eh₂-i̯é- (*per-ē-i̯é-) biçiminden evrilmiştir. Bu biçim Hintavrupa Anadilinde yazılı örneği bulunmayan *per-¹ "geçmek" kökünden türetilmiştir. |
|
perende |
Farsça parande پرنده "uçan, uçucu, kanat çırpan" sözcüğünden alıntıdır. Farsça sözcük Farsça par-andāχtan پرنداختن "uçmak, kanat çırpmak" fiilinden türetilmiştir. Bu sözcük Farsça par پر "kanat" ve Farsça andāχtan, andāz- أنداختن "atmak" sözcüklerinin bileşiğidir. |
|
+perest |
Farsça parast پرست "tapan, hizmet eden" sözcüğünden alıntıdır. Farsça sözcük Farsça parastīdan پرستيدن "tapmak, hizmet etmek" fiilinden türetilmiştir. Bu sözcük Orta Farsça paristīdan "bir kişinin veya şeyin önünde veya başında durmak, hazır durmak, hizmet etmek" fiilinden evrilmiştir. Orta Farsça fiil Avesta (Zend) dilinde pairi-stā- "karşı durmak, arz etmek" fiili ile eş kökenlidir. Avestaca fiil Avesta (Zend) dilinde yazılı örneği bulunmayan *stā- "durmak" fiilinden per+2 önekiyle türetilmiştir. |
|
perestiş |
Farsça parastiş پرستش "hizmet etme, ibadet etme" sözcüğünden alıntıdır. Farsça sözcük Orta Farsça aynı anlama gelen parastişn sözcüğünden evrilmiştir. |
|
perfeksiyon |
Fransızca perfection "mükemmellik, tekemmül" sözcüğünden alıntıdır. Fransızca sözcük Latince aynı anlama gelen perfectio sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Latince perficere "bir şeyi sonuna kadar yapmak" fiilinden per+1 önekiyle türetilmiştir. Latince fiil Latince facere, fact- "yapmak, etmek" fiilinden per+1 önekiyle türetilmiştir. |
|