pejmürde |
~ Fa pijmurde پژمرده [pp.] solmuş, buruşuk, hırpalanmış < Fa pijmurdan پژمردن solmak, eskimek +a <? Fa pij پژ buruşuk, eski |
|
pejoratif |
~ Fr péjoratif / İng pejorative kötüleyici, aşağılayıcı < Lat peiorare [den.] kötülemek, aşağılamak +(t)iv° < Lat peior [kıy.] daha kötü, beter << ALat *ped-ios |
|
pek |
<< ETü bek sert, sağlam, katı, korunaklı |
|
peki |
<< TTü pek iyi |
|
pekinua |
~ Fr pékinois bir köpek cinsi < öz Pékin Çin'de bir kent ~ Çin Beijing 北京 «Kuzey Başkenti», a.a. |
|
pekiş|mek |
TTü: [ Meninski, Thesaurus, 1680] < TTü pek sağlam, metin → pek Not: Fiil yapım ekinin sıfata eklenmesi ilgi çekicidir. Belki *peki-mek şeklinde bir ara-biçim düşünülmelidir. Benzer sözcükler: pekiştirmek, pekitmek 23.12.2015 |
|
pekmez |
<< ETü-O bekmes koyultulmuş üzüm şurubu |
|
peksimet |
~ Yun paksamátion παξαμάτιον [küç.] iki kez pişmiş asker ekmeği, bisküvi << OYun paksamâs παξαμᾶς a.a. +ion |
|
pektin |
~ Fr pectine pıhtılaştırıcı olarak kullanılan organik madde ☼ (İlk kullanım: Henri Braconnot, Fr. kimyacı (1781-1855).) < EYun pēktós πηκτός pıhtı, süt pıhtısı, çökelek +in° < EYun pḗgnymi πήγνυμι, πηκτ- katılaşmak +t° |
|
pektoral |
~ Fr pectoral göğüse ilişkin ~ Lat pectoralis < Lat pectus, pector- göğüs kafesi +al° << HAvr *peg-tos < HAvr *peg- a.a. |
|
pelerin |
~ Fr pèlerine hacı giysisi [esk.], cübbe < Fr pèlerin hacı << Lat peregrinus gezgin, göçebe, yabancı |
|