parça |
~ Fa pārçe پارچه [küç.] parçacık < Fa pāre پاره parça +ça3 |
|
pardon |
~ Fr pardon [dev.] af, özür dileme sözü < Fr pardonner affetmek << OLat perdonare a.a. < Lat per+1 donare karşılıksız vermek, bağışlamak |
|
pardösü |
~ Fr pardessus ceket üstüne giyilen üstlük < Fr par dessus üstten, üstlük << Lat per desursum a.a. < Lat per+1 desursum üst |
|
pare |
~ Fa pāre پاره pay, kısım, parça << OFa pārag pay edilmiş şey << HAvr *perh3- ayırmak, pay etmek |
|
pareo |
~ İng pareo eteklik olarak giyilen renkli kumaş örtü ~ Tah pareu a.a. |
|
parfe | ||
parfüm |
~ Fr parfum güzel koku, rayiha ~ İt perfumo a.a. [mod. profumo] < İt perfumare içinden tütmek, rayiha vermek [mod. profumare] < Lat per+1 fumare tütmek |
|
parıl |
: onom ışıma ifade eden deyim |
|
parite |
~ Fr parité denklik ~ Lat paritas, t- a.a. < Lat pār denk, eş +itas < HAvr *per-¹ denkleştirmek, değiş tokuş etmek |
|
parizyen |
~ Fr parisienne Paris'li, Paris'e ait < öz Paris Fransa'nın başkenti |
|
park |
~ Fr parc büyük ve gösterişli bahçe / İng park 1. av alanı, koru [esk.], 2. a.a. << Eİng parrock çayırlık, mera << Ger |
|