parakete2 |
~ İng parakeet küçük papağan ~ Fr perroquet < Fr perrot papağan [esk.] |
|
parala|mak |
< Fa pāra پاره pare, parça |
|
paralaks |
~ Fr parallaxe astronomide bir kavram ~ EYun parállaksis παράλλαξις < EYun parallássō παραλλάσσω karşılıklı değişmek +sis < EYun para+1 allássō αλλάσσω değişmek < EYun állos άλλος başka |
|
paralel |
~ Fr parallèle ~ EYun parállelos παράλλελος birbirinin yanısıra giden < EYun para+1 allélon αλλέλον birbiri, yekdiğer < EYun állos άλλος başka << HAvr *h₂el- (*al-) öte, başka |
|
paraliz |
~ Fr paralyse, paralyt- felç ~ EYun parálysis παράλυσις a.a. < EYun paralúō παραλύω «bir yanı çözülmek», tek yanlı inme +sis < EYun para+1 lúō λύω çözmek |
|
paramedik |
paramedikal "yardımcı tıp dalları" [ Cumhuriyet - gazete, 1972] ~ İng paramedic [abb.] yardımcı tıp elemanı < İng paramedical 1. klasik tıbbın dışında olan, 2. tıp personeline yardımcı olan Benzer sözcükler: paramedikal 13.03.2018 |
|
parametre |
~ Fr paramètre bir başka değere bağımlı olarak değişen ölçü < EYun paramétreō παραμέτρεω bir şeyi bir şeyle ölçmek, kıyaslamak < EYun para+1 métreō μέτρεω ölçmek |
|
paramiliter |
~ Fr paramilitaire «yan-asker», ordu dışı askeri güç < Fr para+1 militaire asker |
|
paramparça |
§ Fa pāra پاره + Fa pārça پارچه |
|
parankima |
~ Fr parenchyme ak ve karaciğer, böbrek, dalak gibi organların dolgu dokusu ~ EYun parénχyma παρένχυμα a.a. ☼ (İlk kullanım: Erasistratos, Yun. hekim (MÖ y. 330-250).) < EYun parenχéō παρενχέω içini (bir sıvı ile) doldurmak +ma(t) < EYun para+1 enχéō ενχέω a.a. < EYun en+ χéō χέω bir sıvı dökmek, akıtmak |
|
paranormal |
~ İng paranormal bilinen doğa yasalarına uymayan < Fr/İng para+1 normal kurala uygun |
|