paket |
~ Fr paquet [küç.] deste, dağarcık < EFr pacque torba, dağar |
|
pakize |
~ Fa pākīze پاكيزه arınmış, temiz |
|
pakt |
~ Fr pacte ant, antlaşma, sözleşme ~ Lat pāctum a.a. < Lat pangere, pāct- 1. sabitlemek, (bitki, direk) dikmek, 2. sınır belirlemek, 3. kesinleştirmek, tespit etmek, 4. ant-laşmak << HAvr *peh₂ḱ- (*pāḱ-) sabit olmak, durmak, yerleşmek, sınır belirlemek |
|
pala |
~ İt pala 1. kürek, 2. kürek şeklinde enli kılıç << Lat pala bahçe veya kayık küreği |
|
palamar |
~ Yun palamárion παλαμάριον [küç.] gemi bağlama halatı <? EYun palámē παλάμη avuç, pençe +arion |
|
palamut1 |
[ Ahterî-i Kebir, 1545] ~ Yun balanídion βαλανίδιον [küç.] meşe palamudu < EYun bálanos βάλανος a.a. +ion << HAvr *gʷĺ̥h₂-no-s (*gʷlá-no-s) Not: Ar ballūṭ ≈ Aram balūṭā "meşe palamudu" biçimleri Yunancadan alıntıdır. Frisk sf. I.213 Yunanca sözcüğün Hintavrupa kökenli olduğunu inandırıcı delillerle ortaya koyar. Lat glans, Rus jelud, Erm kalin > gaġin կաղին gen. gaġno (a.a.), aynı HAvr sözcüğün refleksleridir. HAvr */gʷ/ sesi düzenli olarak Latince /g/, Slavca /j/, Ermenice /k/, Yunanca /b/ verir (Watkins sf. 146). 26.09.2017 |
|
palamut2 |
~ Yun palamída παλαμήδα bir yaşından küçük ton balığı, palamut balığı (Kaynak: DuCG sf. 1082.)<< EYun pēlamýs, pēlamyd- πηλαμύς, πηλαμυδ- a.a. |
|
palan |
~ Fa pālān پالان çul semer |
|
palanka |
~ Mac palánkvār ağaç tomruklarından yapılmış savunma çiti, palisad << OLat palanca kütük, tomruk ~ EYun phálanks, phalang- φάλανξ, φαλαγγ- kütük, kalın sopa |
|
palas |
~ Fr palace saray, görkemli konut << Lat palatium saray < Lat Mons Palatinus Roma kentinde Augustus'un sarayının bulunduğu tepenin adı +ium <? Etr Pales çobanları ve davarı koruyan tanrıçanın adı |
|
palas pandıras |
~ Lad palos y panderos «davul ve tef», gürültülü eğlence § İsp palo sopa, çubuk, özellikle davul sopası + İsp pandero çalpara, zilli tef (~ EYun pandoúra πανδούρα üç telli tambur, çeng ) |
|