oküler |
~ Fr oculaire 1. göze ait, göze ilişkin, 2. mikroskopun göze yakın olan camı < Lat oculus göz +ari° << HAvr *h₃ekʷ-elo-s (*okʷ-elo-s) a.a. < HAvr *h₃ekʷ- (*okʷ-) görmek |
|
okült |
~ Fr occulte büyüye ve doğaüstü güçlere ilişkin ~ Lat occultus [pp.] gizli, örtülü < Lat occulere gizlemek, örtmek, kapatmak +()t° < Lat ob+ cēlare a.a. << HAvr *ḱél- a.a. |
|
okyanus |
~ Ar uḳyānūs اقيانوس dünyayı çevreleyen büyük deniz ~ EYun ōkeanós ωκεανός a.a. |
|
ol|mak |
<< ETü bol- olmak |
|
olabilite |
§ TTü ol- + İng +ability olabilirlik ifade eden ek |
|
olağan |
TTü: "olumlu" [ Sinan Paşa, Tazarru'nâme, 1482] < TTü ol- +(g)An → ol- Benzer sözcükler: olağanlaşmak Bu maddeye gönderenler: olağanüstü 31.10.2017 |
|
olağanüstü |
|
|
olanak |
< TTü ol- +AnAk |
|
olası |
< TTü ol- +AsI |
|
olay |
< TTü ol- +(g)Ay |
|
oldukça |
|
|