oku|mak |
<< ETü okı- çağırmak, seslenmek, (yazı) seslendirmek |
|
okul |
< TTü oku- +Il |
|
okunaklı |
< TTü okun- +(g)Ak |
|
okutman |
< TTü okut- +mAn |
|
oküler |
~ Fr oculaire 1. göze ait, göze ilişkin, 2. mikroskopun göze yakın olan camı < Lat oculus göz +ari° << HAvr *h₃ekʷ-elo-s (*okʷ-elo-s) a.a. < HAvr *h₃ekʷ- (*okʷ-) görmek |
|
okült |
[ Hüseyin Rahmi Gürpınar, <1930] ~ Fr occulte büyüye ve doğaüstü güçlere ilişkin ~ Lat occultus [pp.] gizli, örtülü < Lat occulere gizlemek, örtmek, kapatmak +()t° < Lat ob+ cēlare a.a. << HAvr *ḱél- a.a. → kiler Benzer sözcükler: okültist, okültizm 29.09.2017 |
|
okyanus |
~ Ar uḳyānūs اقيانوس dünyayı çevreleyen büyük deniz ~ EYun ōkeanós ωκεανός a.a. |
|
ol|mak |
<< ETü bol- olmak |
|
olabilite |
§ TTü ol- + İng +ability olabilirlik ifade eden ek |
|
olağan |
< TTü ol- +(g)An |
|
olağanüstü |
|
|