nedime |
< Ar nadīm نديم [#ndm faˁīl sf.] arkadaş, özellikle içki yoldaşı |
|
nedret |
~ Ar nadra(t) نَدرة [#ndr faˁla(t) msd.] ender olma, az bulunma < Ar nadara نَدَرَ ender idi |
|
nef |
~ Fr nef 1. gemi, 2. kiliselerin dik dörtgen biçimindeki ana gövdesi << Lat navis a.a. |
|
nefaset |
~ Ar nafāsa(t) نفاسة [#nfs faˁāla(t) msd.] nefis olma < Ar nafīs arzulanan, değerli |
|
nefer |
~ Ar nafar نفر [#nfr faˁal ] 1. hayvan güruhu, çete, akıncı birliği, ordu, 2. asker, er < Ar nafara نفر ürktü, irkildi, ürkerek kaçıştı |
|
nefes |
[ Kutadgu Bilig, 1069] ~ Ar nafas نفس [#nfs faˁal ] soluk (≈ Aram naphşā/npheşā נפשא a.a. ≈ Akad napāşu soluk alma ) Not: Tıknefes deyimi Ar ḍıyḳu'n-nafasضيق النفس "nefes darlığı" ifadesinden dönüşmüştür. Benzer sözcükler: nefes darlığı, nefes nefese, nefeslenmek, tıknefes 11.03.2019 |
|
nefir |
~ Fa nafīr نفير [#nfr] savaş borusu, trompet |
|
nefis1 |
~ Ar nafs نَفْس [#nfs faˁl ] 1. ruh, benlik, can, kişi, 2. felsefede ruhun maddeye yönelen veya hayvani düzeyi (appetitus veya spiritus appetens) < Ar nafasa نَفَسَ nefes aldı |
|
nefis2 |
~ Ar nafīs نفيس [#nfs faˁīl sf.] değerli, arzu edilen < Ar nafusa نَفُسَ arzu etti, kıskandı, iştah duydu |
|
nefiy |
~ Ar nafy نفى [#nfw faˁl msd.] 1. sürgün etme, dışlama, 2. mantıkta olumsuzlama, dışlama < Ar nafā نفا dışladı, sürgün etti |
|
nefret |
~ Ar nafra(t) نَفْرة [#nfr faˁla(t) msd.] kaçınma, kaçışma, kaçışan güruh < Ar nafara نَفَرَ ürktü, ürküp kaçtı |
|