necef |
~ öz Necef Kûfe yakınında Hz. Ali'nin mezarının bulunduğu tepe ve oradaki kent < Ar nacaf نجف kum tepesi, höyük |
|
necip |
~ Ar nacīb نجيب [#ncb faˁīl sf.] soylu, asil <? Ar nacaba نجب ağacın kabuğunu soydu |
|
necis |
~ Ar nacis نَجِس [#ncs faˁil ] pis, murdar < Ar nacisa نَجِسَ pis idi |
|
nedamet |
~ Ar nadāma(t) ندامة [#ndm faˁāla(t) msd.] pişman olma, pişmanlık < Ar nadima ندم pişman oldu |
|
neden |
<< TTü neden soru zarfı |
|
nedime |
nedīm [ Şeyhoğlu, Marzubânnâme terc., 1380] < Ar nadīm نديم [#ndm faˁīl sf.] arkadaş, özellikle içki yoldaşı → nedamet Not: Dişil nedime biçimine 20. yy ortalarından önce sadece özel isim olarak rastlanır.. 26.08.2015 |
|
nedret |
~ Ar nadra(t) نَدرة [#ndr faˁla(t) msd.] ender olma, az bulunma < Ar nadara نَدَرَ ender idi |
|
nef |
~ Fr nef 1. gemi, 2. kiliselerin dik dörtgen biçimindeki ana gövdesi << Lat navis a.a. |
|
nefaset |
~ Ar nafāsa(t) نفاسة [#nfs faˁāla(t) msd.] nefis olma < Ar nafīs arzulanan, değerli |
|
nefer |
~ Ar nafar نفر [#nfr faˁal ] 1. hayvan güruhu, çete, akıncı birliği, ordu, 2. asker, er < Ar nafara نفر ürktü, irkildi, ürkerek kaçıştı |
|
nefes |
~ Ar nafas نفس [#nfs faˁal ] soluk (≈ Aram naphşā/npheşā נפשא a.a. ≈ Akad napāşu soluk alma ) |
|