nazil |
~ Ar nāzil نازل [#nzl fāˁil fa.] inen, indirilen < Ar nazala نزل indi |
|
nazire |
~ Ar naẓīra(t) نظيرة [#nẓr faˁīlā(t) sf. fem.] başkasına bakarak yapılan şey, başka şiire cevaben yazılan şiir < Ar naẓīr نظير bakarak, görece, benzer |
|
ne(o)+ |
~ Fr/İng neo+ [bileşik adlarda] yeni ~ EYun néos νέος yeni << HAvr *néw-i̯o-s a.a. |
|
ne1 |
<< ETü ne soru zamiri |
|
ne2 - ne |
~ Fa ne ... ne نه...نه olumsuz seçenek bağlacı << HAvr *ne olumsuzluk edatı |
|
nebat |
[ Aşık Paşa, Garib-name, 1330] ~ Ar nabāt نبات [#nbt faˁāl ] yerden bitme şey, bitki < Ar nabata نبت (bitki) bitti, yetişti Benzer sözcükler: nebatat, nebati Bu maddeye gönderenler: hüdayinabit, lobut (abullabut), mümbit 25.06.2015 |
|
nebbaş |
~ Ar nabbāş نبّاش [#nbş faˁˁāl mesl.] toprak kazıcı, mezar soyucu < Ar nabaşa نَبَشَ toprağı kazdı, mezar soydu |
|
nebi |
~ Ar nabī نبى [#nbw faˁīl sf.] peygamber ~ İbr nābiyā נָבׅיָא [#nby] a.a. < İbr nābāa נָבׇא çağırmak, bildirmek |
|
nebülöz |
~ Fr nébuleuse [fem.] bulutsu (isim) ≈ Fr nébuleux bulutlu (sıfat) << Lat nebulosus a.a. < Lat nebula bulut +os° << HAvr *nébʰ-o-s a.a. |
|
nebze |
~ Ar nabḏa(t) نبذة [#nbḏ faˁla(t) mr.] çok küçük ve önemsiz parça, ufaklık, kırıntı < Ar nabaḏa نبذ gereksiz bulup attı, ekarte etti |
|
necaset |
~ Ar nacāsa(t) نجاسة [#ncs faˁāla(t) msd.] bulaşma, bulaşıklık, pislik < Ar nacusa/nacisa نَجُِسَ pis ve bulaşık idi |
|