monoksit |
~ Fr monoxyde tek oksijen atomu içeren |
|
monolit |
~ Fr monolithe yekpare taştan yapma şey, özellikle dikilitaş ~ EYun monólithos μονόλιθος tektaş, a.a. |
|
monolog |
~ Fr monologue (tiyatroda) tek kişilik konuşma ~ EYun monólogos μονόλογος tek - konuşan |
|
monopol |
~ Fr monopole tekel, tek satıcı ~ EYun monopōlíon μονοπωλίον a.a. § EYun mónos μόνος tek + EYun pōléō πωλέω satmak +ion << HAvr *pel-³ satmak |
|
monosit |
~ Fr monocyte tek hücreli |
|
monoteizm | ||
monoton |
~ Fr monotone tek sesli, tekdüze |
|
monsenyör |
~ Fr monseigneur yüksek rütbeli kilise mensuplarına hitap şekli, piskopos § Fr mon birinci tekil şahıs eril iyelik sıfatı, benim + Fr seigneur bey, efendi |
|
monşer |
~ Fr mon cher azizim, sevgilim § Fr mon birinci tekil şahıs iyelik sıfatı + Fr cher değerli, sevilen |
|
mont |
~ İng montgomery bir tür kalın yün ceket, duffel coat < öz Bernard Montgomery of Alamein 2. Dünya savaşında İngiliz mareşali (1887-1976) |
|
montaj |
~ Fr montage kurmaca < Fr monter 1. tırmanmak, çıkmak, 2. kaldırmak, dikmek, kurmak, üstüne koymak +age << OLat montare [den.] tırmanmak, çıkmak, yükselmek < Lat mons, mont- dağ << HAvr *món-ti-s < HAvr *men-³ çıkmak, çıkıntı yapmak, tümsek olmak |
|