merkez |
~ Ar markaz مَرْكَز [#rkz mafˁal iz/m.] dairenin merkezi, orta nokta < Ar rakaza رَكَزَ direk dikti, mızrak sapladı |
|
Merkür |
~ Fr Mercure 1. bir gezegen, Utarit, 2. simya terminolojisinde civa ~ Lat Mercurius eski Roma'da çarşı tanrısı, bir gezegen ≈ Lat mercatus belli aralarla kurulan çarşı, panayır |
|
mermer |
(≈ Ar/Fa marmar مرمر mermer ) ~ Yun mármaron μάρμαρον a.a. << EYun mármaros μάρμαρος parıldayan taş, a.a. < EYun marmaírō μαρμαίρω parlamak, parıldamak |
|
mermi |
~ Ar marmī مرمى [#rmy mafˁūl mef.] atılan, fırlatılan < Ar ramā رمى attı, fırlattı |
|
merserize |
~ Fr mercerisé [pp.] soda ile işlenerek parlatılmış yün < İng mercerise yünü soda ile parlatmak +é < öz John Mercer İngiliz boya sanayicisi (19. yy) +ise- |
|
mersi |
[ Terakki - gazete, 1868] ~ Fr merci teşekkür sözü << OLat merces, merced- rahmet, bereket ≈ Lat merces, merced- ödül, bedel, ücret → market Not: Fransızca sözcük “Allah bereket versin” veya “Allah karşılığını versin” anlamında Dieu merci deyiminden kısaltmadır. 01.01.2011 den önce |
|
mersin1 |
~ Yun myrsíni μυρσίνι Akdeniz bölgesine özgü bir bitki, myrtus communis << EYun múrsinos/mýrsinē μύρσινος mersin tanesi < EYun múrtos μύρτον mersin bitkisi |
|
mersin2 |
≈ Yun murúna/mirsíni μουρούνα/μυρσίνη yılan balığı, mersin balığı (acipenser sturio) << EYun múraina/smúraina μύραινα/σμύραινα yılan balığı (Kaynak: Chant sf. 722.) |
|
mersiye |
~ Ar marṯiya(t) مرثية [#rs̠w mafˁila(t) msd.] ölen bir kişiye methiye, ağıt < Ar raṯā رثا ağladı, ağıt düzdü |
|
mert |
~ Fa/OFa mard مَرد adam, insan, erkek << EFa martiya- ölümlü varlık, insan (≈ Sans mārtyá मार्त्य a.a. ) < HAvr *mer- ölmek |
|
mertebe |
~ Ar martaba(t) مرتبة [#rtb mafˁala(t) iz/m.] basamak, paye, binek taşı, (mec.) rütbe < Ar rataba رتب dik durdu, dikeldi |
|