mecal |
~ Ar macāl مجال [#cwl mafˁal iz/m.] 1. dolaşım alanı, oyun sahası, arena, 2. kapsam, güç, takat < Ar cāla جَالَ döndü, dolaştı |
|
mecaz |
~ Ar macāz مجاز [#cwz mafˁal iz/m.] 1. geçit, köprü, 2. asıl anlamından başka anlamda kullanılan söz < Ar cāza جَازَ karşıya geçti |
|
mecbur |
~ Ar macbūr مجبور [#cbr mafˁūl mef.] 1. kaynaştırılmış (kemik), 2. zorla yapıştırılmış veya bir araya getirilmiş, zorlanık < Ar cabara جبر zorladı, güç gösterdi |
|
meccanen |
~ Ar maccānan مجّاناً [zrf.] bedava olarak < Ar maccān مجّان [#mcn] bedava, karşılıksız +an ~ Aram mggānā מגנא a.a. ≈ Akad magānnu a.a. |
|
mecelle |
~ Ar macalla(t) مجلّة [#cll mr.] rulo şeklinde kitap, volüm, her türlü kitap ~ Aram məgīllāth מְגִילָּת a.a. (Kaynak: Jastrow sf. 729.)< Aram gallā גַּלָּא yığın, yığılma, üst üste binme |
|
mecidiye |
"Abdülmecid zamanında bastırılan 20 kuruşluk sikke" [ Ahmed Vefik Paşa, Lehce-ı Osmani, 1876] < öz (ˁAbd) el-mecīd Osmanlı padişahı (h. 1839-1861) +īya(t)1 < Ar macīd مجيد [#mcd faˁīl sf.] yüce, şanlı, övülen < Ar macada مجد şanlı idi, yüceldi Bu maddeye gönderenler: temcit 05.04.2019 |
|
meclis |
~ Ar maclis مَجْلِس [#cls mafˁil iz/m.] oturum veya oturacak yer, sohbet toplantısı < Ar calasa جَلَسَ oturdu |
|
mecmu |
~ Ar macmūˁ مجموع [#cmˁ mafˁūl mef.] toplanmış, toplu, topu < Ar camaˁa جَمَعَ topladı |
|
mecmua |
~ Ar macmūˁa(t) مجموعة [#cmˁ mafˁūla(t) mef. fem.] derlenmiş şey, derleme < Ar camaˁa جَمَعَ topladı |
|
mecnun |
~ Ar macnūn مجنون [#cnn mafˁūl mef.] deli, cinlere uğramış < Ar canna جَنَّ örttü, kapattı, kararttı |
|
mecra |
~ Ar macrā مجرَى [#cry mafˁal iz/m.] akış, akıntı; akım yeri, akarsu yatağı < Ar carā جَرَا aktı |
|