mazarrat |
~ Ar maḍarra(t) مضرّة [#ḍrr mafˁala(t) msd.] zarar verme, zarar, ziyan < Ar ḍarra ضَرَّ zarar verdi |
|
mazbata |
~ Ar *maḍbaṭa(t) مضبطة [#ḍbṭ mafˁala(t) ] < Ar ḍabaṭa ضبط kaydetti |
|
mazbut |
~ Ar maḍbūṭ مضبوط [#ḍbṭ mafˁūl mef.] zaptedilmiş, kayıt ve kontrol altında olan < Ar ḍabaṭa ضبط el altında tuttu, denetim altına aldı |
|
mazeret |
~ Ar maˁḏira(t) معذرة [#ˁḏr mafˁila(t) msd.] affetme, bağışlama < Ar ˁaḏara عذر bağışladı |
|
mazgal |
~ Ar *mazġal مزغل [#zġl mafˁal iz/m.] püskürtme yeri < Ar masχálē زغل (bir sıvıyı) şiddetle püskürttü, (tulumu) sıkarak fışkırttı |
|
mazhar |
[ Danişmend-Name, 1360] ~ Ar maẓhar مَظهر [#ẓhr mafˁal iz/m.] 1. görüntü, fenomen, belirti, semptom, 2. bir özelliğin kendisinde zuhur ettiği nesne < Ar ẓahara ظَهَرَ göründü, belirdi → zuhur Not: Felsefede EYun epiphaneía ve phainómenon karşılığıdır. Benzer sözcükler: mazhariyet 09.09.2017 |
|
mazı |
~ Fa māzū مازو meşe uru (≈ Sans māyu-phala मायुफल safra kesesi ) |
|
mazi |
~ Ar māḍi ماضٍ [#mḍy fāˁil fa.] bitmiş, geçen, geçmiş < Ar ا maḍā مضا bitti, geçti |
|
mazlum |
~ Ar maẓlūm مظلوم [#ẓlm mafˁūl mef.] zulmedilen, zulme uğrayan < Ar ẓalama ظلم zulmetti |
|
mazmun |
~ Ar maḍmūn مضمون [#ḍmn mafˁūl mef.] anlam, kasıt, sözün anlattığı şey < Ar ḍamana kast etti, üstlendi |
|
maznun |
~ Ar maẓnūn مظنون [#ẓnn mafˁūl mef.] sanılan, kuşkulanılan < Ar ẓanna ظنّ zannetti |
|