marke |
~ Fr marquer işaretlemek, mim koymak ~ Ger *markjan a.a. |
|
market |
~ İng market çarşı, pazar ~ Lat mercatus [pp.] belli aralarla kurulan çarşı, pazar, panayır < Lat mercari satmak < Lat merx, merc- ticari mal, meta |
|
marki |
~ Fr marquis bir soyluluk ünvanı << OLat marchese sınır komutanı, uçbeyi < OLat marca sınır, serhat ~ Ger *markō sınır işareti, sınır |
|
markiz |
~ Fr marquise [fem.] 1. markinin eşi, bir soyluluk unvanı, 2. oval kesimli ve 58 fasetli pırlanta, 3. 19. yy mimarisinde genellikle ferforje karkaslı cam saçak veya sundurma, 4. alçak sırtlıklı geniş koltuk |
|
marley |
~ marka Marley Floors Ltd. esnek yer karoları üreticisi İngiliz firma ☼ (İlk kullanım: 1948) |
|
marmelat |
[ Mehmed Bahaeddin (Toven), Yeni Türkçe Lugat, 1924] ~ Fr marmelade reçel ~ Port marmelada ayva reçeli < Port marmelo ayva ~ EYun melímēlon μελίμηλον ayva veya muşmula § EYun melí μελί bal + EYun mḗlon μήλον her çeşit meyve, özellikle elma 01.01.2011 den önce |
|
maroken |
~ Fr maroquin 1. Fas'a özgü, Fas'a ait, 2. keçi güderisi < öz Maroc Fas ülkesinin Fransızca adı < öz Marakeş Fas'ta bir kent |
|
maron |
~ Fr marron kestane, kestane rengi ~ Kelt |
|
marpuç |
~ Fa mārpīç مارپيج yılankavi, yılan gibi kıvrımlı nesne § Fa mār مار yılan + Fa pīç پيج büklüm, kıvrım |
|
mars |
~? Ar mars مرس [#mrs faˁl msd.] 1. suya daldırma, 2. bir oyunda tüm sayıları alarak galip gelme < Ar marasa مرس suya daldırdı |
|
marsık |
< ? |
|