maji |
~ Fr magie büyü, sihir ~ EYun magía μαγία mecusilik < EYun mágos μάγος Zerdüşt rahibi, mecusi +ia ~ EFa maguş muhterem kişi, din büyüğü, rahip < HAvr *megʰ- gücü olmak, muktedir olmak |
|
majör |
~ Fr majeur 1. büyük, daha büyük, 2. müzikte büyük beşli aralışa dayanan dizi << Lat maior [kıy.] daha büyük, çok büyük << Lat *mag-ior |
|
majüskül |
~ Fr majuscule Latin alfabesinde büyük harf ~ Lat maiusculus [küç.] büyükçe < Lat maius daha büyük +ul° |
|
makabl |
~ Ar mā ḳabl ما قبل önceki, öndeki < Ar ḳabl قَبْل ön (edat) < Ar ḳabala قَبَلَ yöneldi |
|
makadam |
~ Fr/İng macadam yol kaplaması olarak kullanılan mıcır < öz John L. MacAdam İskoçyalı mühendis (1756-1836) |
|
makak | ||
makale |
~ Ar maḳāla(t) مقالة [#ḳwl faˁāla(t) mr.] söz, nutuk, anlatı, vecize < Ar ḳāla قال dedi, söyledi |
|
makam |
~ Ar maḳām مقام [#ḳwm mafˁal iz/m.] 1. durma yeri, mevki, konak, konut, 2. müzikte dizinin son perdesi, melodik dizi < Ar ḳāma قَامَ durdu |
|
makara |
~ Ar bakara(t) بكرة [#bkr faˁala(t) mr.] 1. deve yavrusu, tosun, 2. makara ≈ Ar bakr بكر deve yavrusu, tosun |
|
makarna |
~ Yun makarónia μακαρόνια [çoğ.] ~ İt maccheroni [çoğ.] yuvarlak erişte < İt maccarone [esk. maccherone] bir tür hamur işi, bademli kurabiye < ? |
|
makaron |
~ Fr macaron badem ve yumurta akından yapılan kurabiye ~ İt maccarone a.a. |
|