mahçup |
~ Ar maḥcūb محجوب [#ḥcb mafˁūl mef.] örtülü, hicaplı, kapalı < Ar ḥacaba حجب örttü, sakladı |
|
mahdum |
~ Ar maχdūm مخدوم [#χdm mafˁūl mef.] kendisine hizmet edilen, efendi < Ar χadama خدم hizmet etti |
|
mahdut |
~ Ar maḥdūd محدود [#ḥdd mafˁūl mef.] sınırlanmış, sınırlı < Ar ḥadda حَدَّ kısıtladı, yasakladı |
|
mahfaza |
~ Ar maḥfaẓa(t) محفظة [#ḥfẓ mafˁala(t) iz/m.] saklama yeri, kutu < Ar ḥafaẓa حفظ sakladı |
|
mahfi |
~ Ar maχfi مخفٍ [#χfy mafˁūl mef.] gizli, saklı < Ar χafā خَفَا gizlendi |
|
mahfil |
[ Aşık Paşa, Garib-name, 1330] ~ Ar maḥfil محفل [#ḥfl mafˁil iz/m.] toplanma yeri, selamlık, ziyaretçi kabul yeri < Ar ḥafala حفل toplantı yaptı, topluca kutladı Benzer sözcükler: mahfel 17.04.2015 |
|
mahfuz |
~ Ar maḥfūẓ محفوظ [#ḥfẓ mafˁūl mef.] korunan, saklı < Ar ḥafaẓa حفظ korudu, sakladı |
|
mahi |
~ Fa māhī ماهى 1. aya ait, 2. balık < Fa māh ay |
|
mahir |
~ Ar māhir ماهر [#mhr fāˁil fa.] becerikli, yetenekli |
|
mahiyet |
~ Ar māhiyya(t) ماهيّة [y. msd.] «ne-lik», nitelik < Ar mā huwa ما هو o nedir? +īya(t)2 |
|
mahkeme |
~ Ar maḥkama(t) محكمة [#ḥkm mafˁala(t) iz/m.] yargı eylemi veya yargı yeri < Ar ḥakama حَكَمَ yargıladı |
|