müstenit |
~ Ar mustanid مستند [#snd muftaˁil VIII fa.] istinat eden, dayanan, dayanıklı, kararlı < Ar sanada سند dayandı |
|
müstensih |
~ Ar mustansiχ مستنسخ [#nsχ mustafˁil X fa.] istinsah eden, nüsha çıkaran < Ar nasaχa نسخ kopyaladı, temize çekti |
|
müsterih |
~ Ar mustarīḥ مستريح [#rwḥ mustafˁil X fa.] dinlenen, dinç, ferah, asude < Ar rāḥa راح soluk aldı, dindi |
|
müstesna |
~ Ar mustaṯnā مستثنا [#s̠ny mustafˁal X mef.] sıradan olmayan, ayrıcalıklı < Ar ṯanā ثنا çift koştu, ikiledi, katladı |
|
müsteşar |
~ Ar mustaşār مستشار [#şwr mustafˁal X mef.] istişare edilen kimse, danışman < Ar şāra سَارَ gösterdi |
|
müsteşrik | ||
müstevli |
~ Ar mustawli مستولٍ [#wly mustafˁil X fa.] istila eden, tahakküm altına alan < Ar walā وَلَا başında durdu, yönetti |
|
müstezat |
~ Ar mustazād مستزاد [#zyd mustafˁal X mef.] 1. ziyade edilmiş, artırılmış, 2. her mısraına bir ayak eklenerek dolgu yapılmış şiir < Ar zāda زاد arttı, çoğaldı |
|
müsvedde |
~ Ar musawwada(t) مُسَوَّدة [#swd mufaˁˁala(t) II mef.] karalanmış şey, taslak < Ar aswad أسود kara |
|
müşabih |
~ Ar muşābih مشابِه [#şbh mufāˁil III fa.] benzeyen, benzer < Ar şabiha شَبِهَ benzedi |
|
müşahede |
~ Ar muşāhada(t) مشاهدة [#şhd mufāˁala(t) III msd.] gözüyle görme, tanık olma, gözden geçirme < Ar şahida شَهِدَ tanık oldu |
|