münzevi |
~ Ar munzawi منزوٍ [#zwy munfaˁil VII fa.] köşeye çekilen < Ar zāwiya(t) زاوية köşe |
|
müphem |
~ Ar mubham مبهم [#bhm mufˁal IV mef.] anlaşılmaz, belirsiz, anlayıştan veya anlaşılırlıktan yoksun < Ar bahīma(t) إبهام hayvan, dil ve idraktan yoksun mahluk |
|
müptela |
~ Ar mubtalāˀ مبتلا [#blw muftaˁal VIII mef.] belaya uğrayan, sınanan < Ar balā بَلَا sınadı |
|
müptezel |
~ Ar mubtaḏal مبتذل [#bḏl muftaˁal VIII mef.] sıradan, bayağı, adi, seçkin olmayan, rezil < Ar baḏala بَذَلَ saçtı, döktü |
|
müracaat |
~ Ar murācaˁa(t) مراجعة [#rcˁ mufāˁala(t) III msd.] başvurma < Ar racaˁa رَجَعَ rücu etti, geri geldi |
|
mürafaa |
[ Evliya Çelebi, Seyahatname, 1665] ~ Ar murāfaˁa(t) مرافعة [#rfˁ mufāˁala(t) III msd.] üst makama gitme, mahkemede bir şeyi (sözlü olarak) savunma, dava etme < Ar rafaˁa رفع yükseltti, yüceltti → ref 09.09.2014 |
|
mürai |
~ Ar murāˀi مراىٍٔ [#rAy mufāˁil III fa.] ikiyüzlülük eden, aslından farklı görünen < Ar riyāˀ رياء ikiyüzlülük etme, görünme |
|
mürdüm |
~ Fa mardum مردم 1. adam, insan, 2. gözbebeği << OFa martōm birey, kişi, bebek << OFa *mart-tōhm insan tohumu, insanoğlu |
|
mürebbi |
~ Ar murabbi ٍمربّ [#rbw mufaˁˁil II fa.] terbiye eden, terbiyeci < Ar rabā رَبَا büyüdü, yetişti |
|
müreccah |
~ Ar muraccaḥ مرجّح [#rcḥ mufaˁˁal II mef.] tercih edilen, ağır basan < Ar racaḥa رَجَحَ tercih edildi, ağır bastı |
|
müreffeh |
~ Ar muraffah مرفّه [#rfh mufaˁˁal II mef.] refah sahibi, huzurlu < Ar rafaha رفه dinlendi, huzurlu idi |
|