müşahit |
~ Ar muşāhid مشاهد [#şhd mufāˁil III fa.] müşahede eden, gözeten < Ar şahida شَهِدَ tanık oldu |
|
müşarünileyh |
~ Ar muşārun ˁilayhi مشارٌ عليه kendisine işaret edilen, adı geçen < Ar muşār [#şwr mufˁal IV mef.] işaret edilen |
|
müşavere |
~ Ar muşāwara(t) مشاورة [#şwr mufāˁala(t) III msd.] (karşılıklı) danışma, görüşme, görüş alışverişi yapma < Ar şāra سَارَ gösterdi |
|
müşavir |
~ Ar muşāwir مشاور [#şwr mufāˁil III fa.] müşavere eden, danışman < Ar şāra سَارَ gösterdi |
|
müşebbeh |
~ Ar muşabbah مشبَّه [#şbh mufaˁˁal II mef.] benzetilen, teşbih edilen < Ar şabiha شَبِهَ benzedi |
|
müşerref | ||
müşevveş |
~ Ar muşawwaş مشوّش [#şwş mufaˁˁal II mef.] bulanık, karışık < Ar şawwaşa شَوَّشَ [II f.] karma karışık etti, bulandırdı |
|
müşevvik |
~ Ar muşawwiḳ مشوّق [#şwḳ mufaˁˁil II fa.] teşvik eden, özlemesine sebep olan < Ar şawwaḳa شَوَّقَ [II f.] özletti < Ar şāḳa شَاقَ özledi |
|
müşfik |
~ Ar muşfiḳ مشفق [#şfḳ mufˁil IV fa.] şefkat gösteren, şefkatli < Ar şafḳa(t) şefkat |
|
müşir |
~ Ar muşīr مشير [#şwr mufˁil IV fa.] işaret eden, gösteren, gösterge < Ar aşāra أَشَارَ [IV f.] gösterdi |
|
müşkül |
~ Ar muşkil مشكل [#şkl mufˁil IV fa.] kuşkulu, muğlak, zor < Ar aşkala أشكل [IV f.] bulanık ve zor duruma getirdi < Ar şakala شكل ayaklarına ket vurdu |
|