müstevli |
~ Ar mustawli مستولٍ [#wly mustafˁil X fa.] istila eden, tahakküm altına alan < Ar walā وَلَا başında durdu, yönetti |
|
müstezat |
~ Ar mustazād مستزاد [#zyd mustafˁal X mef.] 1. ziyade edilmiş, artırılmış, 2. her mısraına bir ayak eklenerek dolgu yapılmış şiir < Ar zāda زاد arttı, çoğaldı |
|
müsvedde |
~ Ar musawwada(t) مُسَوَّدة [#swd mufaˁˁala(t) II mef.] karalanmış şey, taslak < Ar aswad أسود kara |
|
müşabih |
~ Ar muşābih مشابِه [#şbh mufāˁil III fa.] benzeyen, benzer < Ar şabiha شَبِهَ benzedi |
|
müşahede |
~ Ar muşāhada(t) مشاهدة [#şhd mufāˁala(t) III msd.] gözüyle görme, tanık olma, gözden geçirme < Ar şahida شَهِدَ tanık oldu |
|
müşahhas |
"ayırt edilen" [ Fuzuli, Divan & Leyla ve Mecnun, 1535] ~ Ar muşaχχaṣ مُشَخَّص [#şχṣ mufaˁˁal II mef.] ayırt edilen, belirli, kişileşmiş, tekilleşmiş < Ar şaχṣ شخص birey, kişi → teşhis 11.06.2015 |
|
müşahit |
~ Ar muşāhid مشاهد [#şhd mufāˁil III fa.] müşahede eden, gözeten < Ar şahida شَهِدَ tanık oldu |
|
müşarünileyh |
~ Ar muşārun ˁilayhi مشارٌ عليه kendisine işaret edilen, adı geçen < Ar muşār [#şwr mufˁal IV mef.] işaret edilen |
|
müşavere |
~ Ar muşāwara(t) مشاورة [#şwr mufāˁala(t) III msd.] (karşılıklı) danışma, görüşme, görüş alışverişi yapma < Ar şāra سَارَ gösterdi |
|
müşavir |
~ Ar muşāwir مشاور [#şwr mufāˁil III fa.] müşavere eden, danışman < Ar şāra سَارَ gösterdi |
|
müşebbeh |
~ Ar muşabbah مشبَّه [#şbh mufaˁˁal II mef.] benzetilen, teşbih edilen < Ar şabiha شَبِهَ benzedi |
|