leh |
~ Ar lahi لهُ onun için, ona, ondan yana § Ar la+ ل yöneliş edatı + Ar hu هُ üçüncü tekil eril şahıs iyelik eki |
|
lehçe |
~ Ar lahca(t) لهجة [#lhc faˁla(t) mr.] 1. dil (organ) 2. dil (konuşulan şey) |
|
lehim |
~ Ar laḥm/liḥām لحم [#lḥm faˁl msd.] 1. et, 2. lehim, özellikle altın ve gümüşü yamamak için kullanılan metal alaşım |
|
lehtar |
§ Ar lahi onun için, ondan yana + Fa dār tutan, +ci |
|
lejand |
~ Fr légende 1. destan, efsane, 2. açıklayıcı yazı, tarifname, resim veya harita alt yazısı ~ Lat legenda [çoğ.] okunacak şeyler < Lat legendum okunacak şey < Lat legere, lect- 1. seçmek, 2. (yazı) okumak +end° |
|
lejitimist |
"Avusturya'da hanedan taraftarı" [ Cumhuriyet - gazete, 1937] ~ Fr légitimiste meşruluktan yana olan < Fr légitime meşru, hukuka uygun +ist° ~ Lat legitimus a.a. < Lat lex, leg- yasa → legal Benzer sözcükler: lejitim, lejitimizm 14.11.2019 |
|
lejyon |
~ Fr légion özel ordu birliği ~ Lat legiō ordu, alay < Lat legere seçmek, ayırmak +(t)ion << HAvr *leǵ- seçmek, ayırmak |
|
leke |
~ Fa lak/lakā لك/لكا 1. lak zamkı, gomalaktan elde edilen kırmızı boya, 2. giyside leke |
|
leksikon |
~ İng lexicon sözlük, lugatçe ~ EYun leksikón λεξικόν a.a. < EYun léksis λέξις 1. söz, söylem, 2. sözcük +ik° < EYun légō, log- λέγω2, λογ- aymak, söylemek +sis |
|
lektör |
~ Fr lecteur okuyucu, okuyan ~ Lat lector a.a. < Lat legere okumak +(t)or |
|
lemma |
~ YLat lemma matematikte bir tür varsayım ~ EYun lḗmma λήμμα elde tutulan, önerme, varsayım < EYun lambánō, lab- λαμβάνω, λαβ- tutmak +ma(t) << HAvr *(s)leh₂gʷ- (*(s)lāgʷ-) a.a. |
|