latif |
~ Ar laṭīf لطيف [#lṭf faˁīl sf.] cömert, zarif, güzel < Ar laṭafa لطف cömertlik etti, lütfetti |
|
latife |
~ Ar laṭīfa(t) لطيفة [#lṭf faˁīlā(t) sf. fem.] latif şey, hoşluk, espri < Ar laṭafa لطف cömertlik etti, lütfetti |
|
Latin |
~ Fr Latin/Latine Latin dili ile ilgili olan, Latince konuşan << Lat Latinus a.a. < öz Latium İtalya'da Roma kenti çevresindeki ova +in° < Lat lātus geniş, enli, yayvan |
|
latte |
~ İt café latte sütlü kahve < İt latte süt << Lat lac, lact- a.a. |
|
laubali |
~ Ar lā ubālī لا اُبالى umursamam § Ar lā لا olumsuzluk edatı + Ar ubālī اُبالى [#bwl III] önemserim, umursarım < Ar bālā بالَى önemsedi, dikkate aldı, dert edindi |
|
lav1 |
~ Fr lave yanardağ akıntısı ☼ (İlk kullanım: 1739 Charles de Brosses, Fr. seyyah ve bilim adamı.) ~ İt (Sic) lava Etna yanardağının akıntısı ~ Ar lāba(t) لابة volkanik tüf taşı, lava |
|
lav2 silahı |
~ İng LAW [abb.] < İng light antitank weapon hafif anti-tank silahı, bir tür roketatar |
|
lavabo |
~ Fr lavabo 1. Kutsal Perşembe ayininde rahibin ellerini yıkadığı kâse (16. yy), 2. el yıkama leğeni (19. yy) ~ Lat lauabo yıkayacağım < Lat lauare yıkamak << HAvr *lewh₃- (*lew-) < HAvr *lewh₃- (*lew-) a.a. |
|
lavanta |
~ İt lavanda 1. yıkama gereci, sabun, 2. çiçekleri kozmetik sanayiinde kullanılan bir bitki, lavandula angustifolia < İt lavare yıkamak |
|
lavaş |
≈ Fa lavāş لواش yassı ekmek, yufka ~ Aram lawaş/layş לושׁ hamur (Kaynak: Jastrow sf. 701 & 710.)< Aram lwş hamur yoğurmak |
|
lavman |
~ Fr lavement yıkama, özellikle makattan su vererek kalın bağırsağı temizleme < Fr laver yıkamak +ment° << Lat lavare a.a. |
|