latan |
~ Fr latent gizil, potansiyel ~ Lat latens a.a. < Lat latere gizli kalmak, saklanmak +ent° << HAvr *l̥h₂t-éh₁-i̯e- (*lat-ḗ-i̯e-) saklı olmak |
|
lateks |
~ YLat latex Hevea brasiliensis ağacının özsuyundan elde edilen kauçuk hammaddesi ☼ (İlk kullanım: 1730 La Condamine ve Fresneau, Fr. bilim adamları.) ~ Lat latex su, sıvı, özsuyu |
|
lateral |
~ Fr latéral / İng lateral enlemesine, yanal ~ Lat lateralis a.a. ~ Lat latus, later- geniş, enli +al° |
|
laterna |
~ Lat laterna magica mekanik görüntü aygıtı (daha sonra müzikli çeşitleri de üretildi) ☼ (İlk kullanım: 1671 Athanasius Kircher, Alm. yazar.) ~ Lat lanterna/lanterna fener, lamba ~ EYun lamptḗr λαμπτηρ a.a. < EYun lámpō λάμπω ışımak |
|
latif |
~ Ar laṭīf لطيف [#lṭf faˁīl sf.] cömert, zarif, güzel < Ar laṭafa لطف cömertlik etti, lütfetti |
|
latife | ||
Latin |
~ Fr Latin/Latine Latin dili ile ilgili olan, Latince konuşan << Lat Latinus a.a. < öz Latium İtalya'da Roma kenti çevresindeki ova +in° < Lat lātus geniş, enli, yayvan |
|
latte |
~ İt café latte sütlü kahve < İt latte süt << Lat lac, lact- a.a. |
|
laubali |
~ Ar lā ubālī لا اُبالى umursamam § Ar lā لا olumsuzluk edatı + Ar ubālī اُبالى [#bwl III] önemserim, umursarım < Ar bālā بالَى önemsedi, dikkate aldı, dert edindi |
|
lav1 |
~ Fr lave yanardağ akıntısı ☼ (İlk kullanım: 1739 Charles de Brosses, Fr. seyyah ve bilim adamı.) ~ İt (Sic) lava Etna yanardağının akıntısı ~ Ar lāba(t) لابة volkanik tüf taşı, lava |
|
lav2 silahı |
~ İng LAW [abb.] < İng light antitank weapon hafif anti-tank silahı, bir tür roketatar |
|