langır |
: onom çalkama sesi, kaba konuşma sesi < onom lakır |
|
langırt |
< onom langır içi boş kutu veya teneke sesi +t |
|
langust |
~ Fr langouste istakoza benzer deniz kabuklusu << OLat *lacusta 1. çekirge, 2. deniz çekirgesi, langust ≈ Lat locusta çekirge |
|
lanolin |
~ Fr lanoline ~ Alm Lanolin yünden elde edilen bir yağ ☼ (İlk kullanım: Oscar Liebreich, Alm. kimyacı (1838-1908).) § Lat lana yün (~ ALat *wlana << HAvr *h₂wĺ̥h₁-neh₂ (*awlḗ-nā) yün ) + Lat oleum yağ +in° |
|
lanse |
~ Fr lancer mızrakla hücum etmek, atmak, fırlatmak, başlatmak << OLat lanceare [den.] mızrak atmak, süvari akın etmek < Lat lancea mızrak |
|
lantan |
[ Cemiyeti Tıbbiyei Osmaniye, Lugat-i Tıbbiye, 1873] ~ Fr lanthane / Alm Lanthan nadir metallerden bir element ☼ (İlk kullanım: 1839 Carl Gustav Mosander, İsv. kimyacı (1797-1858).) < EYun lanthánō, lath- λανθάνω, λαθ- gözden ırak olmak, gizlenmek << HAvr *lh₂-n-dʰ- (*la-n-dʰ-) saklı olmak Not: Aynı kökten EYun lēthē "unutma", Lat latere "saklanmak". 13.01.2018 |
|
lap |
: onom yeme ve içme sesi, gevşek nesne sesi |
|
lapa |
< onom lap sulu ve gevşek nesne sesi, yeme sesi |
|
laparoskopi |
~ İng laparoscopy karın içi bölgesini gözleme < EYun lapará λαπαρά [n. çoğ.] kasık, karnın iki yanındaki yumuşak kısım (< EYun laparós λαπαρός yumuşak, kof ) |
|
lapin |
~ Yun lábena λάμπαινα alaca renkli bir balık, labrus < Yun lábō λάμπω parlamak, parıldamak, alaca olmak |
|
lapsus |
~ İng lapsus psikanalizde kişinin bilinç altını açığa vuran dil hatası < Lat lapsus calami «kalem kayması», yazım hatası < Lat lapsus [pp.] ayağı kayma, sendeleme, düşme < Lat lābi ayağı kaymak +()t° |
|