laminat |
~ İng laminate ince bir tabakayla kaplanmış şey ~ Lat laminatus [pp.] a.a. < Lat laminare tabakalamak +()t° |
|
lança |
~ Fa lagançe لگنچه [küç.] küçük leğen, çanak < Fa lagan +ça3 |
|
lando |
~ Fr landau iki yanda körükleri olan dört kişilik at arabası < öz Landau Almanya'da bir kent |
|
lanet |
~ Ar laˁna(t) لعنة [#lˁn faˁla(t) msd.] beddua, ilenme < Ar laˁana لعن lanetledi |
|
langır |
: onom çalkama sesi, kaba konuşma sesi < onom lakır |
|
langırt |
TTü: "kaba gürültü" [ Türkiye'de Halk Ağızlarından Derleme Sözlüğü, <1960] < onom langır içi boş kutu veya teneke sesi +t → lak2 06.09.2017 |
|
langust |
~ Fr langouste istakoza benzer deniz kabuklusu << OLat *lacusta 1. çekirge, 2. deniz çekirgesi, langust ≈ Lat locusta çekirge |
|
lanolin |
~ Fr lanoline ~ Alm Lanolin yünden elde edilen bir yağ ☼ (İlk kullanım: Oscar Liebreich, Alm. kimyacı (1838-1908).) § Lat lana yün (~ ALat *wlana << HAvr *h₂wĺ̥h₁-neh₂ (*awlḗ-nā) yün ) + Lat oleum yağ +in° |
|
lanse |
~ Fr lancer mızrakla hücum etmek, atmak, fırlatmak, başlatmak << OLat lanceare [den.] mızrak atmak, süvari akın etmek < Lat lancea mızrak |
|
lantan |
~ Fr lanthane / Alm Lanthan nadir metallerden bir element ☼ (İlk kullanım: 1839 Carl Gustav Mosander, İsv. kimyacı (1797-1858).) < EYun lanthánō, lath- λανθάνω, λαθ- gözden ırak olmak, gizlenmek << HAvr *lh₂-n-dʰ- (*la-n-dʰ-) saklı olmak |
|
lap |
: onom yeme ve içme sesi, gevşek nesne sesi |
|