lâl1 |
~ Ar laˁl لعل [#lˁl] kırmızı renkli bir süs taşı, yakut ~ Fa lāl لال kırmızı |
|
lâl2 |
~ Fa lāl لال dilsiz, dili tutulmuş |
|
lala |
~ Fa lālā لالا erkek köle, çocuk bakıcısı < çoc |
|
lalanga |
~ Fa lālang لالنگ 'ziyafetten sonra peştamala sarılıp götürülen yemektir' (Burhan-ı Katı) |
|
lale |
~ Fa lāle لاله kırmızı çiçek, gelincik veya anemon (Manisa lalesi) << OFa alālag kırmızı şey, anemon ≈ Fa lāl kırmızı |
|
lalettayin |
[ Cumhuriyet - gazete, 1946] ~ Ar lā ˁalā't-taˁyīn لا على التعيين tayin edilmemiş, muayyen olmayan, belirsiz 25.12.2017 |
|
lam |
~ Ar lām لام Arap alfabesinde L harfi ~ Aram lamed למד baston, değnek, Arami/İbrani alfabesinde L harfi ≈ Fen lmd a.a. |
|
lama1 |
~ Fr lame yassı tabaka, levha << Lat lamina/lama tabaka halinde metal, bıçak veya kılıç ağzı |
|
lama2 |
~ İsp llama Güney Amerika'ya özgü bir memeli hayvan ~ Quechua |
|
lama3 |
~ Fr/İng lama Tibet rahibi ~ Tib (b)lama şef, başrahip |
|
lamba1 |
~ Fr lampe aydınlatma aracı ~ EYun lampás, lampad- λαμπάς meşale, fener < EYun lámpō λάμπω parlamak, ışımak << HAvr *leh₂p- (*lāp-) a.a. |
|