laf |
~ Fa lāf لاف söz, özellikle anlamsız söz |
|
lafazan |
~ Fa lāf-zan لافزن laf çalan, laf döven |
|
lafız |
~ Ar lafẓ لفظ [#lfẓ faˁl msd.] ağızdan çıkan anlamlı ses, söz < Ar lafaẓa لفظ artiküle etti, telaffuz etti |
|
laga luga |
~ Ar laġā luġā لغا لُغا [#lġw] «söyledi söylendi», lakırdı, dedikodu |
|
lagar |
~ Fa lāġar لاغر yorgun, zayıf |
|
lagün |
[ Cumhuriyet - gazete, 1939] ~ Fr lagune deniz kıyısında kum birikmesiyle oluşan göl ~ Ven laguna [küç.] gölcük, Venedik körfezi < Lat lacus göl << HAvr *lóku-s a.a. Not: Karş. Fr lac, İng lake "göl". Benzer sözcükler: lagun, laguna 10.12.2015 |
|
lağım |
~ Ar laġam/laġm لغم yer altı kanalı, tünel ~ EYun laχōma λαχώμα kazı, hendek, tünel < EYun laχaínō λαχαίνω kazmak +ma(t) |
|
lağv |
~ Ar laġw لغو [#lġw faˁl msd.] 1. boş konuşma, beyhude şey, 2. geçersiz ve yok hükmünde olma, 3. dilbilgisi açısından geçersiz söz < Ar laġā لغا boş söz söyledi, lakırdı etti, boş konuştu ≈ Ar luġa(t) لغة söz, lakırdı |
|
lahana |
~ Yun láχano λάχανο kelem, lahana << EYun láχanon λάχανον [dev.] her türlü sebze < EYun laχaínō λαχαίνω kazmak, toprağı sürmek |
|
lahavle |
~ Ar lā ḥawla wa lā ḳuwwata illā billāh لا حول و لا قوّت لّاالله «Allah'tan başka güç ve kuvvet yoktur», sabır duası § Ar lā لا değil, yok + Ar ḥawl حول güç, kuvvet, hal |
|
lahika |
~ Ar lāḥiḳa(t) لاحقة [#lḥḳ fāˁila(t) fa. fem.] eklenen şey, ilave, zeyl < Ar laḥaḳa لحق katıldı, eklendi |
|