kurander |
~ Fr courant d'air hava akımı § Fr courant koşan şey, akım (< Fr courir koşmak +ent° << Lat currere, curs- koşmak ) + Lat air hava |
|
kurb |
~ Ar ḳurb قرب [#ḳrb fuˁl msd.] yakın olma, yakınlık < Ar ḳariba قرب yakın idi, yaklaştı, yanaştı (≈ Aram ḳrēb קרב yakın olma, yaklaşma, ittifak etme ≈ Akad ḳerēbu a.a. ) |
|
kurbağa |
<< ETü-O kurbaka kurbağa < ETü baka a.a. |
|
kurban |
~ Ar ḳurbān قربان [#ḳrb fuˁlān msd.] tanrıya sunulan adak ~ Aram ḳūrbānā קוּרְבָּנָא [#ḳrb] adak, sunu, hediye ≈ İbr ḳarbān קׇרְבָּן a.a. < İbr ḳarab קרב 1. yakın olmak, yaklaşmak, 2. adak ve armağan sunmak |
|
kurcala|mak |
< onom kırç/kırt kaşıma ve kazıma sesi |
|
kurdele |
[ Ahmed Vefik Paşa, Lehce-ı Osmani, 1876] ~ İt cordella [küç.] şeritçik < İt corda ip, şerit → kordon Not: Yun κορδέλα (a.a.) İtalyancadan alıntıdır. 13.03.2018 |
|
kurdeşen |
<< TTü kurd eşeni «kurtçuk kaşıntısı», ciltte kaşıntılı kızarıklıklarla oluşan rahatsızlık« < TTü eş- kaşımak, kazımak |
|
kurgan |
<< ETü korıġan hisar, kale < ETü korı- korumak +(g)An |
|
kurgu |
< TTü kur- +gU |
|
kurmay |
< YTü kur divan, heyet |
|
kurna |
~ Yun kruniá κρουνιά [çoğ.] yalak, hamam kurnası << EYun krouneíon κρουνείον [küç.] a.a. < EYun krounós κρουνός çeşme, musluk +ion |
|