kurabiye |
~ Fa gulābiye گلابيه gülsuyu ile yapılan hamur işi, kurabiye < Fa gulāb گلاب gülsuyu |
|
kurak |
<< ETü kurġak kuru toprak, kuru yer < ETü kurıġ kuru +(g)Ak |
|
kural |
< TTü kur- +Al |
|
kuram |
< TTü kur- +Am |
|
kuran |
~ Ar ḳurˀān قرءان [#ḳrA fuˁlān msd.] İslamın kutsal kitabı ~ Süry ḳeryānā ܩܪܝܰܢܐ 1. kıraat, 2. (Hıristiyanlarda) kilisede belli günlerde okunacak ilahi ve duaları içeren kitap, kıraat kitabı ≈ Aram ḳaryā/ḳaryāyah קַריָיה (Yahudilerde) kutsal kitap, veya kutsal kitabın bir ayeti < Aram ḳərā 1. çağırma, seslenme, 2. okuma, özellikle kutsal kitap okuma |
|
kurander | ||
kurb |
~ Ar ḳurb قرب [#ḳrb fuˁl msd.] yakın olma, yakınlık < Ar ḳariba قرب yakın idi, yaklaştı, yanaştı (≈ Aram ḳrēb קרב yakın olma, yaklaşma, ittifak etme ≈ Akad ḳerēbu a.a. ) |
|
kurbağa |
<< ETü-O kurbaka kurbağa < ETü baka a.a. |
|
kurban |
~ Ar ḳurbān قربان [#ḳrb fuˁlān msd.] tanrıya sunulan adak ~ Aram ḳūrbānā קוּרְבָּנָא [#ḳrb] adak, sunu, hediye ≈ İbr ḳarbān קׇרְבָּן a.a. < İbr ḳarab קרב 1. yakın olmak, yaklaşmak, 2. adak ve armağan sunmak |
|
kurcala|mak |
< onom kırç/kırt kaşıma ve kazıma sesi |
|
kurdele |
~ İt cordella [küç.] şeritçik < İt corda ip, şerit |
|