kuple |
~ Fr couplet [küç.] çift olan her şey, iki mısradan oluşan beyit < Fr couple çift, koşuk < Lat copula bağ, bağlantı, koşma < Lat *co-apula (Kaynak: EM sf. 141)< Lat con+ apiō, apt- bağlamak, iliştirmek |
|
kupon |
~ Fr coupon kesilen şey < Fr couper kesmek +on |
|
kupür |
~ Fr coupure kesim, kesme < Fr couper kesmek +(t)ura |
|
kur|mak |
<< ETü kur- germek |
|
kur1 |
~ Fr cours 1. koşu, akım, akış, seyir, rota, süreç, 2. revaç, geçerlik, 3. eğitim programı << Lat cursus [pp.] koşu, akım, süreç < Lat currere koşmak +(t)° << HAvr *krs- < HAvr *kers- a.a. |
|
kur2 |
"kadına ilgi göstermek" [ Ahmed Mithat, Paris'te Bir Türk (roman), 1877] ~ Fr cour 1. avlu, malikane, saray, 2. saray mensupları, maiyet << OLat curtis avlu << Lat cohors a.a. → kort Not: "Bir kişinin gözüne girmek için etrafında dolanmak, yaltaklanmak" anlamında faire cour deyimi Fransızcada 17. yy'dan itibaren görülür. Karş. İng court "avlu, saray, maiyet", to court "yaltaklanmak". Benzer sözcükler: kur yapmak 12.02.2019 |
|
kura1 |
~ Ar ḳurˁa(t) قُرْعة [#ḳrˁ fuˁla(t) mr.] bir kabın içinden işaretli nesneleri çekmek suretiyle oynanan talih oynu ≈ Ar ḳarˁ قَرَعَ su kabağı |
|
kura2 |
~ Ar ḳurāˀ قُرَا [#ḳry fuˁlāˀ çoğ.] köyler < Ar ḳarya(t) قَرْية [t.] köy |
|
kurabiye |
~ Fa gulābiye گلابيه gülsuyu ile yapılan hamur işi, kurabiye < Fa gulāb گلاب gülsuyu |
|
kurak |
<< ETü kurġak kuru toprak, kuru yer < ETü kurıġ kuru +(g)Ak |
|
kural |
< TTü kur- +Al |
|