kulunç |
≈ Ar ḳūlanc/ḳūlinc قولنج [#ḳlnc q.] özellikle bağırsakta ani ve şiddetli sancı, kolik ~ Yun *kōlingós κωλιγκός << EYun kōlikós κωλικός a.a. (Kaynak: LS sf. 1016: Dsc 2:54, Gal 8:40)< EYun kṓlon κώλον kalın bağırsak |
|
kulübe |
~ Fa kulba/kurbe كلبه/كربه küçük oda, hücre, dükkân ~ EYun kalýbē καλύβη [pp.] a.a. < EYun kalyptō, kalyb- καλύπτω örtmek, saklamak |
|
kulüp |
~ İng club 1. kalın sopa, topuz, 2. belli bir yerde toplanan zümre, toplantı, dernek, klik << Nor klubba topak, topuz << Ger *klumb- |
|
kulvar |
~ Fr couloir dere yatağı, mecra, koşu yolu < Fr couler akmak +(t)orium |
|
kum |
<< ETü kum a.a. |
|
kuma |
ETü: [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073] << OTü kuma cariye, erkeğin ikinci karısı ≈ ETü küni/küŋ a.a. ~ OFa knīg/kanīg kız → kancık Not: Moğ kuma (a.a.) Türkçeden alıntı olmalıdır. 04.10.2017 |
|
kumanda |
~ Fr commande [dev.] emir, yönetim, özellikle askeri birlik yönetimi < Fr commander emretmek, yönetmek ~ Lat commandare a.a. < Lat con+ mandare emanet etmek, tevdi etmek, görevlendirmek |
|
kumandan |
~ Alm Kommandant / Fr commandant amir, bir askeri birliği yöneten < Fr commander emretmek +ent° |
|
kumanya |
~ İt compagna 1. gemi erzakının saklandığı depo, 2. gemi erzakı (Kaynak: LF sf. §212.)<< Lat compania birlikte ekmek yeme |
|
kumar |
~ Ar ḳimār/ḳumār قُِمَار [#ḳmr fiˁāl ] zarla oynanan talih oyunu |
|
kumarbaz |
§ Ar ḳimār + Fa bāz oynayan, oynatan |
|