kulampara |
~ Fa ġulām-bāre هغلامباره oğlan düşkünü, oğlancı § Ar ġulām غلام oğlan, uşak + Fa +bāre باره düşkün, tutkun |
|
kule |
~ Ar ḳulla(t) قلّة [#ḳll fuˁla(t) mr.] zirve, doruk < Ar ḳalla قلّ yükseltti, kaldırdı |
|
kulis |
~ Fr coulisse asansör boşluğu, tiyatroda dekorun hızla indirilmesini sağlayan şaft, tiyatroda perde arkası < Fr coulis akışkan, akıntı < Fr couler akmak << Lat colare [den.] (bir delikten) akmak, elekten geçmek < Lat colum elek |
|
kullan|mak |
< ETü kul hizmetçi, köle +lAn- |
|
kullukçu |
< TTü kulluk köle, hizmetkâr +çI |
|
kulp |
[ Dede Korkut Kitabı, <1400?] ~ Ar ḳulb قُلْب [#ḳlb fuˁl ] halka, bilezik < Ar ḳalaba قَلَبَ döndürdü, çevirdi, eğirdi → kalp2 18.09.2017 |
|
kuluçka |
~ Bul kloçka клочка tavuğun yumurtaya yatması (Kaynak: Berneker Slav. Etym. W. I.521)< onom |
|
kulun |
<< ETü kulun at yavrusu |
|
kulunç |
≈ Ar ḳūlanc/ḳūlinc قولنج [#ḳlnc q.] özellikle bağırsakta ani ve şiddetli sancı, kolik ~ Yun *kōlingós κωλιγκός << EYun kōlikós κωλικός a.a. (Kaynak: LS sf. 1016: Dsc 2:54, Gal 8:40)< EYun kṓlon κώλον kalın bağırsak |
|
kulübe |
~ Fa kulba/kurbe كلبه/كربه küçük oda, hücre, dükkân ~ EYun kalýbē καλύβη [pp.] a.a. < EYun kalyptō, kalyb- καλύπτω örtmek, saklamak |
|
kulüp |
~ İng club 1. kalın sopa, topuz, 2. belli bir yerde toplanan zümre, toplantı, dernek, klik << Nor klubba topak, topuz << Ger *klumb- |
|