kukuleta |
İtalyanca cucullato "külahlı, Rum rahiplerine özgü külahlı cübbe" sözcüğünden alıntıdır. İtalyanca sözcük İtalyanca ve Latince cuculla "kukuleta, külah" sözcüğünden türetilmiştir. Bu sözcük Geç Latince aynı anlama gelen coccula sözcüğü ile eş kökenlidir. (Kaynak: Du Cange, Glossarium Mediae et Infimae Latinitatis sf. 2.383) Geç Latince sözcük Latince coccus sözcüğünden +ul° ekiyle türetilmi olabilir; ancak bu kesin değildir. |
|
kukumav |
Yeni Yunanca kukuvaía κουκουβαΐα "bir tür baykuş" sözcüğünden alıntıdır. Yunanca sözcük ses yansımalı sözcüğünden türetilmiştir. |
|
kul |
Eski Türkçe kul "köle, hizmetçi" sözcüğünden evrilmiştir. |
|
kula |
Eski Türkçe kula "sarıya çalan at rengi" sözcüğünden evrilmiştir. Eski Türkçe sözcük Moğolca aynı anlama gelen qula sözcüğü ile eş kökenlidir. |
|
kulaç |
Eski Türkçe kulaç "kol açımı mesafesi" sözcüğünden evrilmiştir. Eski Türkçe sözcük Eski Türkçe kol aç sözcüğünden evrilmiş olabilir; ancak bu kesin değildir. |
|
kulak |
Tarihçe (tespit edilen en eski Türkçe kaynak ve diğer örnekler) Eski Türkçe: [ Orhun Yazıtları, 735]közin körmedük kulkakın eşidmedük (...) bunça bodun saçın kulkakın bıçdı [bunca halk saçı kulağı kesti] Eski Türkçe: [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073][[bazıları kulkak ve bazıları kulġak derler, fakat en doğrusu kulak'tır]] Kıpçakça: [ Codex Cumanicus, 1303]auricula - Tr: χulag Köken Eski Türkçe kulkak veya kulġak "kulak, işitme organı" sözcüğünden evrilmiştir. Ek açıklama Eski Türkçe kul "hizmetçi" adından türetilmesi yapı ve anlam bakımından güçtür. Benzer sözcükler deniz kulağı, kulakçık, kulaklık, kulaktan dolma, telekulak Bu maddeye gönderenler 02.01.2016 |
|
kulampara |
Farsça ġulām-bāre هغلامباره "oğlan düşkünü, oğlancı" deyiminden alıntıdır. Farsça deyim Arapça ġulām غلام "oğlan, uşak" ve Farsça +bāre باره "düşkün, tutkun" sözcüklerinin bileşiğidir. |
|
kule |
Arapça ḳll kökünden gelen ḳulla(t) قلّة "zirve, doruk" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça ḳalla قلّ "yükseltti, kaldırdı" fiilinin fuˁla(t) vezninde ismi merresidir. |
|
kulis |
Fransızca coulisse "asansör boşluğu, tiyatroda dekorun hızla indirilmesini sağlayan şaft, tiyatroda perde arkası" sözcüğünden alıntıdır. Fransızca sözcük Fransızca coulis "akışkan, akıntı" sözcüğünden türetilmiştir. Bu sözcük Fransızca couler "akmak" fiilinden türetilmiştir. Fransızca fiil Latince colare "(bir delikten) akmak, elekten geçmek" fiilinden evrilmiştir. Latince fiil Latince colum "elek" sözcüğünün isimden türetilmiş fiilidir. |
|
kullan|mak |
Eski Türkçe kul "hizmetçi, köle" sözcüğünden Türkiye Türkçesinde +lAn- ekiyle türetilmiştir. |
|
kullukçu |
Türkiye Türkçesi kulluk "köle, hizmetkâr" sözcüğünden Türkiye Türkçesinde +çI ekiyle türetilmiştir. |
|