kudur|mak |
<< ETü kutur- delirmek (<< ETü *kuturi- ) < ETü kutuz deli +I- |
|
kuduz |
<< ETü kutuz deli ≈ ETü kut baht, tanrısal rahmet |
|
kudüm |
~ Ar ḳudm قُدْم [#ḳdm fuˁl msd.] önden gitme, öncelik / Ar ḳudum قُدُم [fuˁul ] önde giden < Ar ḳadama قَدَمَ önden gitti |
|
kudüs |
~ Ar ḳuds قُدْس [#ḳds] 1. kutsallık, kudsiyet, 2. kutsanmış şey veya yer, harim (< Ar ḳadusa قَدُسَ kutsal idi, kutsandı ) ~ Aram ḳədūşā קְדוּשָׁא kutsallık, arınma, kutsal yer, harim ≈ Akad ḳadāşu ritüel arınma ☼ (İlk kullanım: ) |
|
kûfi |
~ Ar kūfī كوفى [nsb.] Kûfe'ye özgü, bir hat uslubu < öz Kūfa ͭ كوفة Irak'ta bir kent, Kûfe +ī |
|
kuğu | ||
kuka1 |
~ Yun kukía κουκία [çoğ.] < Yun kúkion κουκίον [küç.] bakla tanesi < EYun kókkos κόκκος tane, çekirdek, çam fıstığı, nar tanesi +ion |
|
kuka2 |
~ Port coco hindistan cevizi << Lat coccus çekirdek, çam fıstığı ~ EYun kókkos κόκκος a.a. |
|
kukla |
~ Yun kukûla κουκοῦλα 1. kukuleta, külah, 2. tahtadan oyma külahlı figür (Kaynak: DuCG sf. 1:727)~ Lat cuculla külah |
|
kuku |
< çoc ku-ku |
|
kukuleta |
~ İt cucullato külahlı, Rum rahiplerine özgü külahlı cübbe < İt/Lat cuculla kukuleta, külah ≈ OLat coccula a.a. (Kaynak: DuCL sf. 2.383)<? Lat coccus +ul° |
|