kodein |
~ Fr codéine afyondan elde edilen yatıştırıcı madde < EYun kōdeía κωδεία gelincik, afyon bitkisi +in° |
|
kodeks |
~ Fr codex pharmaceutique resmen onaylanan ilaçlar katalogu ~ Lat cōdex, cōdic- 1. ağaç kütüğü, 2. yazı tableti, defter, özellikle büyük boy hesap veya karar defteri |
|
kodes |
~ Yun kotétsi κοτέτσι kümes, tavuk barınağı < Yun kóta κότα kanatlılar, tavuk < Yun kóttos kanat |
|
kodifiye |
~ Fr codifier kuralları sistemli olarak belirlemek << OLat codificare < Lat codicem facere |
|
kodoş |
~? Erm godoş կոտոշ boynuz |
|
kof |
ETü: [ Uygurca Budist metinler, <1000] << ETü koġı/kovı içi boş, çürük < ETü *koġ- oymak Not: Karş. ETü koğuş "içi boş şey ve yer". • HAvr *keuə- kökünden türeyen biçimlerle anlam benzerliği tesadüfidir. Karş. EYun koûfos "içi boş, kof", Lat cavus, Fa kāw "oyuk, boşluk", kāwak "kof" < HAvr *keu. Karş. kav2. 02.01.2016 |
|
kofana |
~ Yun gomféna/guféna γουφαίνα [fem.] dişi lüfer < EYun gómphos γόμφος 1. kalın çivi, mıh, 2. kefal veya lüfer balığı |
|
kofre |
~ Fr coffret [küç.] 1. «küçük sandık», kasa, 2. elektrik veya telefon bağlantı kutusu < Fr coffre sandık << Lat cophinus küfe, sandık, sanduka ~ EYun kóphinos κόϕινος a.a. |
|
kofti |
~? Yun kófte κόφτε kes! < Yun kóvō κόβω ≈ EYun koptō κοπτω kesmek, yarmak |
|
koful |
< TTü kof +Il |
|
kognitif |
~ İng cognitive bilmeye veya tanımaya ilişkin ~ Lat cognitivus a.a. < Lat cognoscere bilmek, tanımak +(t)iv° < Lat con+ gnoscere bilmek |
|