kefe |
~ Ar kaffa(t) كفّة [#kff faˁla(t) mr.] 1. avuç, el ayası, 2. kepçe, çanak, terazi gözü ≈ Aram kaph, kappā כפ [#kp] a.a. |
|
kefen |
~ Ar kafan كفن [#kfn] cenaze torbası ≈ Süry kəfūn ܟܦܘܢ hasır küfe ≈ EYun kóphinos κόφινος hasır küfe, cenaze sepeti |
|
kefere |
~ Ar kafara(t) كفرة [#kfr faˁala(t) çoğ.] kâfirler topluluğu, kâfirler alemi < Ar kāfir كافر [t.] |
|
kefil |
~ Ar kafīl كفيل [#kfl faˁīl sf.] bir borcu üstlenen < Ar kafala كفل kefil oldu |
|
kefir |
~ Rus kefir кефир a.a. ~ İng kefir mayalanmış sütten yapılan bir içecek ~ ? |
|
kefiye |
[ Şemseddin Sami, Kamus-ı Türki, 1900] << Ar katfīya(t) كتفيّة [nsb.] omuzları örten baş örtüsü, şal < Ar kitf/katif كتف [#ktf] kürek kemiği, omuz +īya(t)1 05.04.2019 |
|
kehanet |
~ Ar kahāna(t) كهانة [#khn faˁāla(t) msd.] gaipten haber verme < Ar kāhin كاهن |
|
kehf |
~ Ar kahf كهف [#khf] mağara ~? Lat cavus a.a. |
|
kehkeşan |
~ Fa kahkaşān كهكشان samanyolu § Fa kah كه saman + Fa kaşān كشان yuvarlak çadır, kubbe |
|
kehribar |
~ Fa kah-rubā كهربا «saman kapan», fosilleşmiş reçineden oluşan ve yüne sürtününce elektriklenme özelliğine sahip olan sarı madde § Fa kāh/kah كاه/كه saman + Fa rubā ربا kapan (< Fa rubūdan ربودن, ربا kapmak, çalmak, zorla almak +ā(n) ≈ OFa rōp zoralım, soygun < Havr *Hrewp- (*rewp-) kapmak, çalmak ) |
|
kek |
~ İng cake çörek, pişi ≈ Ger *kokjan pişirmek << HAvr *gog a.a. |
|