keçe |
<< ETü-O keçe ıslatılarak dövülmüş yün |
|
keçi |
≈ ETü eçkü keçi |
|
keçiboynuzu |
|
|
keder |
~ Ar kadar كدر [#kdr faˁal ] sıkıntı, bunalma |
|
kedi |
~ OYun gatí γατί [küç.] kedi yavrusu < EYun káttos/kátta κάττος/κάττα kedi ~ Lat cattus/catta a.a. ~? Mıs |
|
keenlemyekün |
[ Selanikli Mustafa Ef., Tarih-i Selanikî, 1600] ~ Ar ka-an lam yakun sanki yok gibi, yok hükmünde § Ar ka-an sanki, gibi + Ar lam değil + Ar yakun var Not: Keenlemyekûn yazılması yanlıştır. 12.05.2015 |
|
kef |
~ Fa/OFa kaf كف köpük ≈ Ave kafa- a.a. ≈ Sans kapha कफ a.a. |
|
kefal |
~ Yun/EYun kéfalos bir tür balık, mugil cephalus < Yun/EYun kefalḗ κεφαλή kafa, baş |
|
kefalet |
~ Ar kafāla(t) كفالة [#kfl faˁāla(t) msd.] kefil olma, garanti, güvence < Ar kafala كفل kefil oldu, garanti etti, güvence verdi |
|
kefaret |
~ Ar kafāra(t) كفارة [#kfr faˁāla(t) msd.] suçunu örtme, suç veya günaha karşılık bedel ödeme (< Ar kafara كفر örttü, kararttı ) ~ Aram kəphārā כפרא [#kpr] örtme, suçu veya bir yükümlülüğü ortadan kaldırmak için ödenen bedel ≈ Akad kapāru silme |
|
kefe |
~ Ar kaffa(t) كفّة [#kff faˁla(t) mr.] 1. avuç, el ayası, 2. kepçe, çanak, terazi gözü ≈ Aram kaph, kappā כפ [#kp] a.a. |
|