kebir |
~ Ar kabīr كَبِير [#kbr faˁīl sf.] büyük ≈ Ar kabura/kabira كَبُِرَ büyük idi, büyüdü ≈ Aram gəbar גבר güçlü ve üstün olmak, yücelmek ≈ Akad gabru güçlü, üstün |
|
keçe |
<< ETü-O keçe ıslatılarak dövülmüş yün |
|
keçi |
≈ ETü eçkü keçi |
|
keçiboynuzu |
|
|
keder |
~ Ar kadar كدر [#kdr faˁal ] sıkıntı, bunalma |
|
kedi |
[ Peter Golden, The Rasulid Hexaglot, <1377] ~ OYun gatí γατί [küç.] kedi yavrusu < EYun káttos/kátta κάττος/κάττα kedi ~ Lat cattus/catta a.a. ~? Mıs Not: 1. yy'dan itibaren beliren Lat catta biçiminin eski Mısır kökenli olduğu kabul edilir. Yun kátta, İng cat, Alm Kater ve Katze, Erm gadu կատու vb. biçimleri Latince veya Yunancadan alıntıdır. Arapça halk ağızlarındaki ḳiṭṭa (a.a.) aynı kaynaktan olsa gerekir. Türkçede 16. veya 17. yy'a dek hakim olan ETü çetük/çetik (a.a.) aynı kökle alakalı olmalıdır. Benzer sözcükler: kedi gözü, kedigiller Bu maddeye gönderenler: katgut 11.06.2019 |
|
keenlemyekün |
~ Ar ka-an lam yakun sanki yok gibi, yok hükmünde § Ar ka-an sanki, gibi + Ar lam değil + Ar yakun var |
|
kef |
~ Fa/OFa kaf كف köpük ≈ Ave kafa- a.a. ≈ Sans kapha कफ a.a. |
|
kefal |
~ Yun/EYun kéfalos bir tür balık, mugil cephalus < Yun/EYun kefalḗ κεφαλή kafa, baş |
|
kefalet |
~ Ar kafāla(t) كفالة [#kfl faˁāla(t) msd.] kefil olma, garanti, güvence < Ar kafala كفل kefil oldu, garanti etti, güvence verdi |
|
kefaret |
~ Ar kafāra(t) كفارة [#kfr faˁāla(t) msd.] suçunu örtme, suç veya günaha karşılık bedel ödeme (< Ar kafara كفر örttü, kararttı ) ~ Aram kəphārā כפרא [#kpr] örtme, suçu veya bir yükümlülüğü ortadan kaldırmak için ödenen bedel ≈ Akad kapāru silme |
|