kaz|mak |
<< ETü kaz- eşmek, kazmak |
|
kaza |
~ Ar ḳaḍāˀ قضاء [#ḳḍy faˁal msd.] 1. yargılama, yargı, 2. özellikle tanrısal yargı, kader < Ar ḳaḍā قَضَا zorunlu kıldı, hükmetti, yargıladı |
|
kazak1 |
<< OTü kazak 1. başıboş, avare, serseri, 2. bir kavim adı |
|
kazak2 |
~ Fr casaque Ruslara özgü düğmesiz kısa yün giysi ~ İt casacca a.a. < İt Casacco Kazak, Güney Rusya akıncıları < TTü kazak akıncı |
|
kazamat |
~ Fr/İng casemate 1. kale suru içinde kemerli ve korunaklı oda, 2. harp gemilerinde topların yerleştirildiği zırhlı yuva ~ İt casamatta a.a. <? İt/Lat casa ev, yuva |
|
kazan |
ETü: [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073] << OTü kazğan büyük bakır kap ≈ ETü kazġan kazılmış yer, çukur, hendek < ETü kaz- oymak +(g)An → kaz- Benzer sözcükler: kazandibi 20.05.2015 |
|
kazan|mak |
<< ETü kazġan- elde etmek, kazanmak (<? ETü kazıġ toprak kazılarak elde edilmiş mal +(g)An- ) < ETü kaz- kazmak +I(g) |
|
kazara |
~ Fa ḳażārā قضارا kazaya, kaza ile < Ar ḳaḍāˀ قضاء (tanrısal) yargı |
|
kazaska |
~ Rus kazáska Kazak kızı, Kazak dansı < öz Kazak Güney Rusya akıncılarına verilen ad |
|
kazasker |
~ Ar ḳāḍi'l-ˁaskar قاض العسكر ordu yargıcı |
|
kazaz |
~ Ar ḳazzāz قزّاز [#ḳzz faˁˁāl mesl.] ipek tüccarı < Ar ḳazz قَزّ çiğ ipek ≈ Fa ḳaz قز a.a. |
|