kaytar|mak |
<< ETü *kadtar- döndürmek, geri vermek < ETü kadıt- dönmek +Ar- |
|
kayyım |
~ Ar ḳayyim قيّم [#ḳwm] duran, dikilen < Ar ḳāma قام durdu |
|
kayyum |
~ Ar ḳayyūm قيّوم [#ḳwm] ebedi, kalıcı, Allah'ın bir sıfatı ~ Aram ḳayyūm, ḳayyūmā קיּוּם 1. varlık, varoluş, 2. saklama, muhafaza etme, berkitme (Kaynak: Jastrow sf. 1356, Jeffery sf. 245.)< Aram ḳym durma, var olma, kesin olma |
|
kaz |
<< ETü kāz yabani ve evcil bir kuş, kaz ≈? HAvr *ǵʰh₂éns (*ǵʰáns) a.a. |
|
kaz|mak |
<< ETü kaz- eşmek, kazmak |
|
kaza |
"kader" [ Kutadgu Bilig, 1069] ~ Ar ḳaḍāˀ قضاء [#ḳḍy faˁal msd.] 1. yargılama, yargı, 2. özellikle tanrısal yargı, kader < Ar ḳaḍā قَضَا zorunlu kıldı, hükmetti, yargıladı Benzer sözcükler: kaza bela, kaza merkezi, kazaen, kazaî, kazazede, trafik kazası 28.11.2017 |
|
kazak1 |
<< OTü kazak 1. başıboş, avare, serseri, 2. bir kavim adı |
|
kazak2 |
~ Fr casaque Ruslara özgü düğmesiz kısa yün giysi ~ İt casacca a.a. < İt Casacco Kazak, Güney Rusya akıncıları < TTü kazak akıncı |
|
kazamat |
~ Fr/İng casemate 1. kale suru içinde kemerli ve korunaklı oda, 2. harp gemilerinde topların yerleştirildiği zırhlı yuva ~ İt casamatta a.a. <? İt/Lat casa ev, yuva |
|
kazan |
<< OTü kazğan büyük bakır kap ≈ ETü kazġan kazılmış yer, çukur, hendek < ETü kaz- oymak +(g)An |
|
kazan|mak |
<< ETü kazġan- elde etmek, kazanmak (<? ETü kazıġ toprak kazılarak elde edilmiş mal +(g)An- ) < ETü kaz- kazmak +I(g) |
|