kaypak |
< TTü kayp- kaymak, kaçmak +(g)Ak <? TTü kay- a.a. |
|
kayra |
< TTü kayır- +A |
|
kayrak |
<< ETü kadrak kıvrım, büklüm, özellikle büklümlü kaya < ETü kat/katığ büklüm, kat |
|
kayser |
~ Ar ḳayṣār قيصار Rum hükümdarı ~ OYun kaîsar καῖσαρ a.a. ~ Lat caesar 1. kesik, 2. imparatorluk sıfatlarından biri < öz C. Julius Caesar Romalı devlet adamı, Sezar (MÖ 100-44) < Lat caedere, caes- kesmek, kırmak |
|
kaytan |
<? TTü kayt- döndürmek +(g)An < ETü kay- dönmek |
|
kaytar|mak |
ETü: "döndürmek" [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073] << ETü *kadtar- döndürmek, geri vermek < ETü kadıt- dönmek +Ar- → kay- Not: 16. yy'dan sonra Anadolu ağızlarında yaşayan bir fiil iken Dil Devrimi döneminde “iade etmek, reddetmek” ve "işten kaçmak" anlamında yazı diline alınmıştır. İkinci anlam, "işten dönmek" düşüncesinden türemiş olmalıdır. 28.03.2019 |
|
kayyım |
~ Ar ḳayyim قيّم [#ḳwm] duran, dikilen < Ar ḳāma قام durdu |
|
kayyum |
~ Ar ḳayyūm قيّوم [#ḳwm] ebedi, kalıcı, Allah'ın bir sıfatı ~ Aram ḳayyūm, ḳayyūmā קיּוּם 1. varlık, varoluş, 2. saklama, muhafaza etme, berkitme (Kaynak: Jastrow sf. 1356, Jeffery sf. 245.)< Aram ḳym durma, var olma, kesin olma |
|
kaz |
<< ETü kāz yabani ve evcil bir kuş, kaz ≈? HAvr *ǵʰh₂éns (*ǵʰáns) a.a. |
|
kaz|mak |
<< ETü kaz- eşmek, kazmak |
|
kaza |
~ Ar ḳaḍāˀ قضاء [#ḳḍy faˁal msd.] 1. yargılama, yargı, 2. özellikle tanrısal yargı, kader < Ar ḳaḍā قَضَا zorunlu kıldı, hükmetti, yargıladı |
|