kaygana |
~ Fa χāygīna خايگىنه unlu yumurta veya omlet § Fa χāya خايه yumurta + Fa gīn گين dolu, -li |
|
kaygı |
<< ETü kadġu tasa, üzüntü < ETü kad- dönmek, ilgilenmek +gU |
|
kayık |
<< ETü kayġuk küçük sandal < ETü kay- dönmek? +(g)Uk |
|
kayın1 |
<< ETü kadın zevcenin babası veya ailesi <? ETü kat- eklemek, karmak +In |
|
kayın2 |
<< ETü kadıŋ kayın ağacı, fagus |
|
kayınço | ||
kayıntı |
<? TTü kay- +(In)tI |
|
kayıp |
~ Ar ġayb غَيْب [#ġyb faˁl msd.] kaybolma, yitme < Ar ġāba غَابَ yok idi, kayıp idi, kayboldu |
|
kayır|mak |
<< ETü kadġur- kaygılanmak, ilgilenmek < ETü *kad- dönmek, yönelmek +(g)Ur- |
|
kayısı |
~ Ar ḳaysī قَيْسِى [#ḳys] zerdalinin iyi ve iri cinsi < Ar ḳays قيس kıyaslama, ölçme +ī |
|
kayış |
<< ETü koġuş tabaklanmış? deri ≈? ETü koġuş içi boş şey, oyuk |
|