kasket |
~ Fr casquette [küç.] «küçük miğfer», siperlikli şapka < Fr casque miğfer +et° |
|
kasko |
~ İt casco [dev.] 1. düşme, düşüş, 2. rast gelme, talih, kaza < İt cascare düşmek < OLat *casicare [den.] < Lat cadere, cas- a.a. |
|
kasnak |
<< OTü kasnak gergi, germe çemberi < TTü kas- sıkmak, kısmak +AnAk |
|
kast |
~ Fr caste Hint toplumunu oluşturan dört sınıfın her biri, sınıf, zümre ~ Port casta [fem.] dini kurallara uyan << Lat castus a.a., ahlaklı, bakir |
|
kastanyet |
~ Fr castagnette [küç.] İspanyol müziğinde avuç içinde tutularak şakırtı sesi üreten ritm aleti, çalpara ~ İsp castañeta kestanecik < İsp castaña kestane +et° ~ EYun kástana a.a. |
|
kasting |
[ Cumhuriyet - gazete, 1989] ~ İng casting (tiyatroda, sinemada) rol dağılımı yapma < İng cast atmak, dökmek, kalıba dökmek, şekil vermek, rol dağıtmak +ing ~ Nor kasta atış Benzer sözcükler: casting, kast 29.12.2014 |
|
kastor |
~ Fr castor kunduz, kunduz kürkü ~ Lat castor a.a. ~ EYun kástōr κάστωρ a.a. |
|
kastrasyon |
~ Fr/İng castration iğdiş etme ~ Lat castratio a.a. < Lat castrare kesmek, özellikle organ kesmek +(t)ion |
|
kasvet |
~ Ar ḳaswa(t)/ḳasāwa(t) قسوة/قساوة [#ḳsw faˁla(t) msd.] kalp katılığı, acımasızlık, gaddarlık < Ar ḳasā قسا sert idi, acımasız davrandı (≈ Aram #ḳşy קשי sert olma, katı olma, katılaşma ) |
|
kaş |
<< ETü kāş 1. kaş, 2. kenar << ETü kavış bitişme, kavuşum ≈ ETü kavuş- kavuşmak |
|
kaşağı |
< ETü kaşı- +AgU |
|