karye |
~ Ar ḳarya(t) قرية [#ḳry faˁla(t) mr.] köy ≈ Aram ḳəryā/ḳərīytā קריא/קריתא köy, kent ≈ Fen ḳrt a.a. |
|
karyola |
~ İt carriola [küç.] el arabası < İt carro araba +ul° |
|
karz |
~ Ar ḳarḍ قرض [#ḳrḍ faˁl msd.] 1. dişleme, kemirme, kırpma, 2. faiz, faizle verilen borç < Ar ḳaraḍa dişledi, kemirdi |
|
kas |
< TTü kas- sıkmak, germek |
|
kas|mak |
<< OTü kas- kısmak, kısaltmak, sıkmak ≈? ETü kıs- a.a. |
|
kasa |
[ Ahmed Vefik Paşa, Lehce-ı Osmani, 1876] ~ İt cassa sandık, kutu, kap, özellikle para sandığı << Lat capsa her çeşit kap veya mahfaza < Lat capere içine almak, tutmak, saklamak → kapasite Benzer sözcükler: kasadar, kasiyer, yazar kasa 24.11.2014 |
|
kasaba |
~ Ar ḳaṣaba(t) قصبة [#ḳṣb faˁala(t) mr.] surla çevrili yerleşim, müstahkem yer < Ar ḳaṣaba قصب kesti |
|
kasap |
~ Ar ḳaṣṣāb قصّاب [#ḳṣb faˁˁāl mesl.] kesimci, et kesip satan kimse < Ar ḳaṣaba قصب kesti |
|
kasara |
~ İt/Ven cássaro geminin en üst güvertesi, kaptan köşkü ~ Ar ḳaṣr قصر köşk |
|
kasatura |
~ İt incassatura tüfeğin kundağı, kın, yuva < İt incassare [den.] yuvasına veya kınına sokma, oturtma +(t)ura < İt in+1 cassa kasa, kutu, mahfaza |
|
kâse |
~ Fa kās/kāse كاس/كاسه çanak, tas, büyük ve yassı bardak ~ Aram kāsā כסא a.a. ≈ Akad kāsu a.a. ~ Sumer kasu a.a. |
|