kamutay |
< TTü kamu +tAy |
|
kamyon |
~ Fr camion bir tür at arabası (14. yy), motorlu yük aracı (20. yy) <? Prov caminar yürümek, yol almak < OLat camminus yol (Kaynak: DuCL sf. 2.52c)~ Kelt |
|
kan |
<< ETü kān a.a. |
|
kan|mak |
<< ETü kan- doymak, tatmin olmak, inanmak |
|
kanaat |
~ Ar ḳanāˁa(t) قناعة [#ḳnˁ faˁāla(t) msd.] yetinme, doygunluk < Ar ḳaniˁa قَنِعَ yetindi, doydu |
|
kanal |
"açık su yolu" [ Kâtip Çelebi, Tuhfetü'l-Kibâr fi Esfârü'l-Bihâr, 1656] ~ Fr canal / Ven canál açık veya kapalı su yolu, ark, künk ~ Lat canalis a.a. < Lat canna kamış, boru, su borusu +al° ~ EYun kánna κάννα a.a. ≈ İbr/Aram ḳanē/ḳaniyā קניא/קָנֶה kamış (Kaynak: Jastrow sf. 1388, 1392; Rosol sf. 45.)≈ Akad ḳanū a.a. Not: Nihai kökeni bir Sami dilidir. Karş. Ar ḳanā(t) "su kanalı, ark, boru". EYun kanōn "kamış, cetvel" ve Lat cancellus "parmaklık" aynı Sami kaynağından alınmıştır. Benzer sözcükler: kanal karidesi, kanal tedavisi, kanalet, televizyon kanalı Bu maddeye gönderenler: kanalizasyon, kanasta, kançılarya (şansölye), kanon (kanun1), kanyon 17.08.2017 |
|
kanalizasyon |
~ Fr canalisation kanal açma, yönlendirme < Fr canaliser kanal açmak, yönlendirmek +(t)ion < Fr canal su yolu +ise- |
|
kanape |
~ Fr canapé 1. sırtlıklı yatak, 2. bir tür sandviç << Lat conopeum/canopeum cibinlik, cibinlikli veya perdeli yatak ~ EYun kōnōpeîon κωνωπεῖον cibinlik < EYun kōnōps κώνωψ tatarcık +ion |
|
kanara |
~ Ar ḳannāra(t) قنّارة mezbaha, salhane; kasap çengeli (Kaynak: Muarrab sf. 120, Fraenkel sf. 258, Men sf. 3765) |
|
kanarya |
~ İt/İsp canario Kanarya adalarına özgü bir kuş < öz Canaria Atlantik'te bir ada < Lat insula Canaria Köpek Adası < Lat canis köpek |
|
kanasta |
~ İsp cañasta 1. hasır sepet, 2. bir iskambil oyunu ~ EYun kánastron κάναστρον hasır sepet < EYun kánna κάννα kamış, kargı |
|